ZAMANINDA, Cemaat'ten bir tanıdığıma Cizvitlerin akıbetini örnek
göstermiştim.
Uzun yıllar önce Dr. Thomas Michel’in ‘Hıristiyan Teolojisine
Giriş’ adlı kitabında keşfetmiştim.
Başkalarını da uyandırmaya uğraştım ama nafile.Hâlâ Opus Dei
benzetmesi daha yaygın kabul görüyor.Özellikle Cemaat garabetini
anlamakta güçlük çeken Batılılara, ne menem bir şeyle karşı karşıya
olduğumuzu izaha yarıyor.
‘Opus Dei gibi işte’ deniyor, ne anlarlarsa artık o kadarını
anlıyorlar.
* * *
‘Mihneti zevk edinmek’ şeklindeki çilekeşlik...
Tedbir adı altında sinsi bir takiyecilik...
İhtiyat kumkumalığı altında büyük bir gizlilik...
Suret-i haktan görünerek sızma yöntemiyle kadrolaşıp içeriden
fetihle ele geçirme...
İnsana yatırım için okullaşma...Psikolojik savaş aracı olarak medya
ağı...
Despotik bir disiplin, katı emir-komuta zincirinde gözü kapalı
itaat...
Bir yanda parlak bir eğitim, bir yanda kocakarı imanına dayalı
otoriter bir hiyerarşi...
Beyin yıkayarak okumuş kurşun askerler elde etme...
Amaca hizmet edecek her yolu mubah görme...
Siyasi güç ihtirası, paraya tamahkârlık ve aydınlar ayağı...
Dünya çapında hükümetler ve devletler üzerinde nüfuz kurma
kabiliyeti...
Bütün bu yönlerden yanlış bir benzetme sayılmaz.Aynı el kitabından
çıkmış kopya istihbarat tarikatı gibi hepsi.Fakat hâlâ Cemaat’i,
Cizvitlere daha çok benzetiyorum.
* * *
1500’lerde kurulup kısa zamanda Katolik kilisesinin bayraktarı
haline geldiler.Protestanlıkla mücadelenin karşı reform kalesi
oldular.