Akif Beki Hürriyet Gazetesi

Güvenlik zafiyetini de konuşalım

TAMAM ama şuradan başlayalım konuşmaya... En büyük güvenlik açığı dört bir taraftan husumete açık olmaktır. Ters düştüğümüz güçleri yeminli...

30 Haziran 2016 | 2.170 okunma

TAMAM ama şuradan başlayalım konuşmaya...

En büyük güvenlik açığı dört bir taraftan husumete açık olmaktır. Ters düştüğümüz güçleri yeminli düşmanlarımızın safına itmektir. ‘Siz hepiniz ben tek’ özgüveniyle yedi düvele meydan okumaktır. Müttefiklerimizden birer ikişer ayrı düşerek yalnızlaşan bir hedef haline gelmektir.

En büyük güvenlik önlemi de düşman cephesini mümkün olduğunca dar tutmaktır. Ters düştüğümüz dostları, düşmanlarımızla yan yana getirmeme siyaseti gütmektir. İyi ilişkilerimizden kopmamakta ısrar etmektir. Dostluğunu kazanamadıklarımızın bile husumetinden kaçınmaktır.

İstihbarat zafiyetini tespite ve korunma önlemlerini artırmaya, dünyayı değiştirmekten daha kolay bir yerden, işte bu meydan okuma alışkanlığımızı değiştirmekten başlayalım.

Geçimsiz, sevilmeyen, tek başına cihanı dize getirip düzeni bozuk âleme nizamat verme iddiasında, kafa tutmaya her an hazır bir aktör olmak bela üstüne bela çeker.

İstihbarat zafiyeti, polisiye eksiklikler elbette hayati öneme sahiptir. Fakat hepsi bundan sonra gelir, bilelim.

Terör, dış politikada normalleşme adımları attığımız bir günde vurdu bizi.

Tesadüf mü?

Tam Rusya’yla arayı düzeltiyoruz, tam ABD yardım ediyor ve İsrail’le barış anlaşması imzalıyoruz, tam dışarıda bir toparlanma ve ilişki tamiri sürecine giriyoruz...

Atatürk Havalimanı’nda korkunç bir k atliam can evimizden vuruyor bizi.

Rusya’yla yakınlaşmamızdan, İsrail’le düzelmemizden tedirgin olan bir terör örgütü yok mudur arkasında?

Normalleşmemizi istemeyenlerin bir vahşeti değil midir?

Korku ve dehşet havası yayarak, tekinsiz bir ülke görüntüsü vererek yalnızlıktan çıkış güzergâhımızı kapatmayı amaçlamıyor mudur?

Dış politikadaki yeni yönelimimizin önünü kesmeye dönük bir saldırı olmadığını söyleyebilir miyiz?

Kötülüğümüzü isteyenleri rahatsız eden bir yönde ilerliyoruz demek ki.

Hunhar saldırının zamanlamasıyla normalleşme sürecimiz arasında doğrudan bir bağ var mı, şimdilik bilmiyoruz.

Katliamın spesifik bir motivasyonu olup olmadığını söylemek için somut bilgiler yok elimizde.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yaşasın yeni Gavs! 04 Mayıs 2024 | 3.427 Okunma CHP ile Gezi mahkumlarını salma pazarlığı mı? 03 Mayıs 2024 | 1.078 Okunma Boş ama hoş bir eğitim modeli 02 Mayıs 2024 | 1.536 Okunma Devletin dinine ne oldu? 01 Mayıs 2024 | 736 Okunma Büyüklenme rüyasından uyanamayanlar 30 Nisan 2024 | 915 Okunma