Ahmet Taşgetiren Star Gazetesi

Son durumun analizi

Ak Parti iktidara geldiğinde terörle mücadeleyi kucağında bulmuştu. 1984’ten beri Türkiye’nin Doğu-Güneydoğusunda silahlı terör vardı ve devlet onunla mücadele etmekteydi. “Daha dindar” hüviyetleri...

14 Eylül 2016 | 3.524 okunma

Ak Parti iktidara geldiğinde terörle mücadeleyi kucağında bulmuştu. 1984’ten beri Türkiye’nin Doğu-Güneydoğusunda silahlı terör vardı ve devlet onunla mücadele etmekteydi.

“Daha dindar” hüviyetleri sebebiyle Kürtler’de farklı bir karşılığı bulunan Özal ve Erbakan ile devlet, farklı, deyim yerindeyse daha barışçıl konseptler aramış, ancak o arayışlar, yine devletin başka odakları tarafından saf dışı bırakılmıştı.

Denmişti ki “Derin devlet” Özal - Erbakan konseptlerini istemiyor. Çünkü derin devletin bir ayağının çatışma süreci ile rant ilişkisi var.

Ak Parti kadroları Özal-Erbakan çizgisinin uzantısı idi. Bu hareketin liderinin, Tayyip Erdoğan’ın Kürtlerde evet yine “Farklı” bir karşılığı vardı. Erdoğan da farklı bir konsept denedi. Çok umut veren bir tecrübe idi. Toplumun çok farklı kesimleri “Çözüm süreci” içinde konseptin parçası haline geldiler. Kürtlerde de büyük umut doğdu. Özet olarak silahlı yapı bitecek, Kürtler’in mağduriyeti sona erecekti.

Olmadı. Yine olmadı.

Silahlı yapı kendini korudu, hatta bölgede derinleşti. Hendeklerle, barikatlarla, sözde öz yönetim ilanlarıyla “Alan hakimiyetini sağlamak” diye nitelenen bir derinliğe ulaştı.

Ve Türkiye yeniden “Terörle mücadele” konseptine döndü.

Eskiden mücadelenin adı “Düşük yoğunluklu savaş” idi.

O dönem mücadelenin ana boyutu, sınır ötesi harekatlar şeklinde somutlaşıyordu.

Son dönem, hendekler-barikatlar Türkiye içinde derinleşen bir, dilim varmıyor ama savaş halini aldı. Bir yanda depremden çıkmış şehirler, bir yandan her gün ekranlarda bayrağa sarılmış şehit cenazeleri ve diğer yanda örgüt kayıplarına ilişkin onlu-yüzlü rakamlar...

Ve son merhale “terörün siyasi uzantıları”na karşı operasyon.

11 bin küsur öğretmene ihraç, 28 belediyeye kayyım.

Haksız mı, haklı. Bu sözümona öğretmenler de hak etti, belediye kılıklı yapılar da...

Belediye ki şehr-emanetidir, bu yapı terör lojistiği haline getirildi...

Öğretmen ki, çocukların emanet edildiği insanlardır, onlar çocukları dağa göndererek canlarını ateşin içine attılar.

Yani her iki, deyim yerindeyse muazzez yapı, şeytanla işbirliği içine girdi.

Öğretmen öğretmen olmaktan çıktı, belediye belediye olmaktan. Öğretmeni öğretmen haline getirmek lazımdı, belediyeyi belediye haline...

Bu kaçınılmazdı ama var

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Söğütözü zirvesi 03 Mayıs 2024 | 951 Okunma Başka türlüsü mümkün müydü? 02 Mayıs 2024 | 1.923 Okunma Türkiye Yüzyılı - Maarif Modeli 30 Nisan 2024 | 1.126 Okunma Zirvedeki görüşmenin psikolojisi 28 Nisan 2024 | 506 Okunma Akşener - Ağalığın ve liderliğin raconu 26 Nisan 2024 | 3.505 Okunma