Ahmet Taşgetiren Star Gazetesi

Partili ve saygınlığı korunan...

Şöyle bir soru ile girelim yazıya: - Neden Cumhurbaşkanlığı “saygınlığı korunan” bir kurum olagelmiştir? Neden o sadece “vatana ihanet” durumunda yargılanmaktadır? Bunun...

18 Kasım 2016 | 489 okunma

Şöyle bir soru ile girelim yazıya: - Neden Cumhurbaşkanlığı “saygınlığı korunan” bir kurum olagelmiştir? Neden o sadece “vatana ihanet” durumunda yargılanmaktadır?

Bunun cevabı sanırım, Cumhurbaşkanlığının devletin manevi şahsiyetini temsil ediyor olması, en azından tartışma dışı tutulması gereken bazı konularda iktidar ve muhalefet arasında hakem rolünü üstlenmesi vs’dir.

Muhtemelen bu yaklaşım, Osmanlı’daki ve İslam mirası ile beslenen Türk geleneğindeki Hakan’ın, Padişah’ın, Hükümdar’ın, Halife’nin saygınlığı ile bağlantılıdır.

Ancak acaba Cumhuriyet tarihinde Cumhurbaşkanları hakikaten toplumun tümünü kavrayan bir moral statü elde etmişler midir?

Ben bunun cevabının “Evet, kesinlikle” gibi olmadığını düşünüyorum. Mustafa Kemal de, İnönü de, Bayar da ve sonra darbe ile veya sivil mecra içinde gelenler de toplumun bir kesimi tarafından açık veya örtülü bir tepkiye muhatap olmuşlardır.

Liderlikleri hiç tartışılmamış gibi görülen, “Tek Adam” ve “Milli Şef” unvanları devlet kayıtlarına kazınan simalar bile muhalefet yapılabildiği oranda tepki görmüşlerdir. Demirel, 12 Eylül’den sonra sistem eleştirileri yaptığı dönemde verdiği mülakatlarda, Tek Parti dönemine yönelik millet tavrını “O dönemde millet devlete küsmüştür” diye ifade eder. Küsmüştür, çünkü başka türlü bir demokratik tepki verme imkanlarından yoksun kalmıştır.

Çok partili hayata geçildikten sonra Cumhurbaşkanlığı adeta damarlarında “Tek Parti ideolojisi akan” devlet iradesi ile millet iradesinin birbiriniden gelediği bir statü niteliğine bürünmüştür. Bayar bu formata uymadığı için devrilmiş, Özal’a “Alışamadık” denmiş, Demirel, örtülü bir darbeye meşruiyet kazandırma rolünde gömlek değiştirmiş vs... Ahmet Necdet Sezer ise Cumhurbaşkanlığını yeniden “millet iradesine karşı supab” hüviyetine büründürmüş, dolayısıyla büyük bir halk çoğunluğunun tepkisini çekmiştir.

Bugün yeniden Cumhurbaşkanının statüsünü tartışıyoruz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Yüzyılı - Maarif Modeli 30 Nisan 2024 | 41 Okunma Zirvedeki görüşmenin psikolojisi 28 Nisan 2024 | 499 Okunma Akşener - Ağalığın ve liderliğin raconu 26 Nisan 2024 | 3.502 Okunma Tarikatlar, medya ve görünürlük 25 Nisan 2024 | 4.140 Okunma Hamas etrafında... 23 Nisan 2024 | 2.801 Okunma