Ahmet Taşgetiren Star Gazetesi

Kutlu Doğum alanındaki hesaplaşma!

Diyanet'te Prof. Dr. Tayyar Altıkulaç'a,Prof. Dr. Sait Yazıcıoğlu'na kadar pek çok Diyanet İşleri Başkanı'nın, Başkan Yardımcısının, Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerinden 100'e yakın...

25 Mayıs 2017 | 2.403 okunma

Diyanet'te Prof. Dr. Tayyar Altıkulaç'a,Prof. Dr. Sait Yazıcıoğlu'na kadar pek çok Diyanet İşleri Başkanı'nın, Başkan Yardımcısının, Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerinden 100'e yakın insanın yer aldığı bir toplantı... İçlerinde bir tek FETÖ mensubu yok.

“Kutlu Doğum'”la ilgili tartışmaları değerlendirmek üzere yapılan bir toplantı bu.

Bir kampanya yürüyor ya.

“Kutlu Doğum FETÖ işi”tarzında.

Sözü Tayyar Altıkulaç alıyor önce.

“Benim zamanımda başladı Kutlu Doğum” diyor.

Ne zaman o?

1989.

Teklif kimden?

Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay'dan.

Nerede FETÖ?

Kutlu Doğum gibi bir düzenleme için sebep şu: Mevlid Kandili, kameri aylara göre geldiği ve senenin bütün aylarına göre değiştiği için, özellikle yaz aylarında Peygamberimizi tanımaya - tanıtmaya ilişkin programlara katılım neredeyse sıfır noktasına kadar düşüyor. Oysa bir kandil kutlamasının ötesinde, Rasulullah sallallahü aleyhi ve sellem Efendimizi bütün toplum kesimlerine anlatmak için farklı zeminler oluşturalım. Bunun için de, 12 Rebiulevvel 571'in tekabül ettiği 20 Nisan'a uygun bir tarihe 14-20 Nisan arasını Kutlu Doğum Haftası ilan edelim.

Devam ediyor:

Mevlid Kandili yine devam etsin. O gün camilerimizde yine programlar yapalım. Kutlu Doğum Mevlid Kandili'nin yerine geçmesin.

Program başlıyor. 1989'dan bu yana tam 28 yıl, toplumumuzun Rasulullah (s.a.v.) ile ilgili bilgi, sevgi ilişkisinde bir eksilme oldu mu? Mevlid Kandili unutuldu mu? Tabii ki hayır. Gerek camilerde cami görevlileri, gerek ilahiyat hocaları, gerek okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri, gerek anne-babalar, Kutlu Doğum haftasında (ki bu bir haftanın ötesine geçmiş, aylara, neredeyse bütün yıla yayılmış programlar haline gelmiştir) adeta Siyer'i insanımızın gönül dünyasına taşıdılar. Bu kutlamalar vesilesiyle oluşan bu büyük coşkunun rahatsız ettiği kesimler de olmuştur, ama o kesimlerin öteden beri Türkiye'deki her türlü “Dini canlılık”la problemi vardır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Söğütözü zirvesi 03 Mayıs 2024 | 1.718 Okunma Başka türlüsü mümkün müydü? 02 Mayıs 2024 | 1.973 Okunma Türkiye Yüzyılı - Maarif Modeli 30 Nisan 2024 | 1.137 Okunma Zirvedeki görüşmenin psikolojisi 28 Nisan 2024 | 507 Okunma Akşener - Ağalığın ve liderliğin raconu 26 Nisan 2024 | 3.505 Okunma