Bir annenin boğazında düğümlenen lokmalar

Yemek saatiydi. Mecburen haber bülteni açıktı televizyonda. El Bab şehitleri uğurlanıyordu. Al bayrağa sarılmış tabutlarla, hüzünlü bir gelincik tarlasını andırıyordu ekran... Öncesi de vardı...

Yemek saatiydi. Mecburen haber bülteni açıktı televizyonda. El Bab şehitleri uğurlanıyordu. Al bayrağa sarılmış tabutlarla, hüzünlü bir gelincik tarlasını andırıyordu ekran... Öncesi de vardı tabii...
Şehit haberini alan anaların yıkıldığı, feryat figana boğulduğu kareler... Hıçkıra hıçkıra tabuta kapanıp "Ben öleydim oğul" diye haykıran babalar...
Tabutların üzerine serilen damatlıklar...
Yıkılmış, göz bebekleri donmuş eşler, sevgililer, kardeşler... Ve hiçbir şeyden habersiz, babasının bordo beresiyle asker selamı veren bebeler...
Sonra bir şehit evine girildi.
Acılı bir anne, şehit düşen oğlunun bir ay önceki nikahında çekilmiş düğün fotoğraflarından oluşan albümü gösteriyordu kameralara: "Dün gönderecektim kendisine... Daha görmemişti bu resimleri..." Sadece resimler mi? Kim bilir daha göremediği ne çok mutluluğu, sevinci bırakmıştı bu dünyada şehidimiz...
O anda eşim kalktı sofradan...
Gözlerinden ip gibi süzülen yaşlarla... Daha fazlasına dayanamamıştı. Yeni anneydi.
Bebeğini emziriyordu.
Kim bilir neler canlanmıştı gözünde o görüntüleri izlerken...
"Ne olur..." dedi hıçkırarak, "Ne olur yaz da göstermesinler..." Şaşırdım. "Daha yeni yazdım, geçen hafta, hatırlasana" dedim. "Olsun" dedi, "Bir daha yaz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İşte Müge Anlı farkı 26 Nisan 2024 | 543 Okunma Ya Barış Manço olmasaydı? 25 Nisan 2024 | 241 Okunma Erkek düşmanı reklamlar (!) 24 Nisan 2024 | 471 Okunma Neredesiniz sahte Atatürkçüler? 23 Nisan 2024 | 255 Okunma Elin garibanı dururken... 21 Nisan 2024 | 154 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar