Osmanlı Medeniyetinde hayvanlar

Eğer “Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevme” kuralına inanıyorsanız, yalnız insanları değil, hayvanları ve bitkileri de sevgiyle kucaklayacaksınız.Onların da “yaşama hakkı”na...

Eğer “Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevme” kuralına inanıyorsanız, yalnız insanları değil, hayvanları ve bitkileri de sevgiyle kucaklayacaksınız.

Onların da “yaşama hakkı”na saygı gösterecek, “insanî zekâ”nızı “hayvanî” bir öldürme güdüsüne kurban etmeyeceksiniz.

Hatırlayalım ki biz, “Nil kıyısında kuzuyu kurt kapsa, hesabı Ömer’den sorulur” şeklinde bir “yönetim ahlâki”nin de mirasçılarıyız.

İşte bu sebeple geçmişimizde hayvanlara “eziyet” yoktur. Tam tersine “ilgi” ve “şefkat” vardır. O kadar ki, 18. Yüzyılda Osmanlı ülkesini gezmiş olan Fransız hukukçu Guer, kedilerle köpeklerin tedavisine ait bir hastanenin varlığından söz etmektedir… 

“Osmanlı Devleti’nde kasaplar her gün belirli sayıda kedi ve köpek beslemekle yükümlüdürler… Şam’da (Şam o tarihte bir Osmanlı kentidir) hastalanan kedilerle köpeklerin tedavisi için bir hayvan hastanesi mevcuttur.” (Moeurs et usages des Turcs).

Şam’daki hayvan vakıflarıyla ilgili olarak Prof. Sibai ise şu bilgileri veriyor: 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Osmanlı’da ev hayatı 03 Kasım 2020 | 475 Okunma Osmanlı evleri ve modern evlerimiz 02 Kasım 2020 | 358 Okunma Toplum yeniden inşa edilmeli 31 Ekim 2020 | 380 Okunma Osmanlı’da çocuk olmanın anlamı 30 Ekim 2020 | 267 Okunma Türkiye’de çocuk olmak… 28 Ekim 2020 | 162 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar