Tamamına sahip olabiliyorsa, bölünmeyi kim neden ister?

Barzani’nin bağımsızlık için referandum girişiminin kendisi açısından ve bölge açısından hiç beklenmeyen etkileri oldu ve olmaya da devam edecek.Belki ilk görünen etki bağımsız bir...

Barzani’nin bağımsızlık için referandum girişiminin kendisi açısından ve bölge açısından hiç beklenmeyen etkileri oldu ve olmaya da devam edecek.

Belki ilk görünen etki bağımsız bir Kürdistan girişiminin zannedildiği kadar uluslararası bir teveccühe sahip olmadığı ve böyle bir projenin gerçekleşmesine çok yaklaşıldığı bir dönemde atılan bu adımla bu projenin bir fikir olarak bile uzun süreliğine askıya alınmak durumunda kalmasıdır.

Doğrusu ABD’nin Suriye’de PYD ile sahnelemeye çalıştığı oyuna bakıldığında bu test edilmesi gereken bir gözlem sonucu olarak ortada duruyor. ABD’nin DEAŞ’la mücadele adına orantısız şekilde silahlandırdığı PYD güçlerine yaptırmaya çalıştığı şeyin ne olduğunu bu aşamada sormak referandum sonrası ilk gözlem sonuçlarımızı farklı değerlendirmemize yol açabilir. ABD, terörist olan ve NATO’da kendi müttefiklerine karşı savaşan bir örgütü bu şekilde silahlandırırken sistematik olarak bu örgüte alan açtığı yerlerde etnik temizlik de yaptırıyor. Rakka’nın DEAŞ’tan kurtarılmış olmasının resmi, taş üstünde taş kalmamış bir harabe-şehir resmidir.

Bu şehrin harabelerine ABD tarafından muzaffer kahramanlar gibi sokulan PYD militanları üstüne tüy dikercesine bir de APO fotoğraflarını yerleştirmişler. Aslında havadan bombardımanlarla bir şehri bu hale getirmek için hiçbir kara örgütüne ihtiyaç da yok. Zaten ortada kurtarılmış bir şehir yok, sadece insansızlaştırılmış ve yeniden inşa edilmeye hazır yıkık bir virane kalmış.

Halkının neredeyse tamamı Arap olan bu şehre PYD’yi yerleştiren ABD için Suriye’nin geleceği için nasıl bir vizyon tahmin edebiliriz? Bu vizyonda Suriye’nin Kuzeyinde bir terör koridorunun haritası şimdiden görünmüyor mu?

Burada soru, ABD’nin Kürtler adına Barzani’ye, en azından görünürde, açmadığı alanı PYD’ye neden açıyor olduğudur. Bu noktada da Barzani ile PYD arasında bizim önemsemediğimiz kadar bir farkı ABD’nin fazlasıyla önemsiyor olduğu anlaşılıyor. Peki, PYD’ye kurdurulacak olan ve işlevi itibariyle bir terör koridoru olacak olan sözümona Kürt devletinin gölgesinde Kuzey Irak’ta Barzani’ye alternatif bir Kürt devletine karşı ABD’nin veya başka aktörlerin tutumu farklı olacak mıdır? Bu soru bölgenin geleceği ile ilgili hesaplar yapılırken dikkate alınması gereken hayati bir sorudur.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Cizre’de Şeyhu’l Aşk Melayê Cizîrî Sempozyumu ve Barzani’nin katılımı 03 Aralık 2025 | 1.337 Okunma Pakistan’da “Adil bir küresel düzen” arayışı 01 Aralık 2025 | 81 Okunma Pakistan Cemaati İslami’de ideolojik siyasetten reel siyasete doğru 29 Kasım 2025 | 74 Okunma Pakistan’da Cemaati İslami açılım kavşağında 26 Kasım 2025 | 181 Okunma Gazze’yi gündemden düşürmeye gelmiyor: Cihannüma Gazze Raporu 24 Kasım 2025 | 136 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar