Sosyal bilimcilerin FETÖ imtihanı

FETÖ'nün dayandığı veya etkilediği toplumsal kesimleriyle aynı zamanda ciddi bir sosyolojik olgu olduğunu söylemiştik. Tam da bu boyutu yıllarca bir dizi akademisyenin de ilgisini çekti. Bir sivil toplum hareketi, bir eğitim...

FETÖ'nün dayandığı veya etkilediği toplumsal kesimleriyle aynı zamanda ciddi bir sosyolojik olgu olduğunu söylemiştik. Tam da bu boyutu yıllarca bir dizi akademisyenin de ilgisini çekti. Bir sivil toplum hareketi, bir eğitim gönüllüsü hareket ve bilahare her alana el atmış, her alanı örgütlemeye çalışan korporatist bir sosyal iktidar hareketi olarak sosyal bilimcilerin ilgisini doğal olarak çekmiş olan hareket hakkında yine de bu yaygınlığıyla ve etkisiyle orantılı bir sosyal bilim literatürü oluşmuş değil.
Bunun en önemli sebeplerinden biri, hareketin kendisi hakkındaki literatürün eğilimlerini, yönünü ve içeriğini belirleme konusundaki aşırı müdahilliği. Bu müdahillik düzeyi Gülen hakkında ortaya çıkan literatürün çok azı müstesna neredeyse tamamına yakınının adeta bir Gülen güzellemesine dönüşmesine yol açmış durumda.
Bir kısmı tamamen FETÖ tarafından finanse edilen bu araştırmaların bir kısmı da Gülencilerin olduklarından çok farklı ve tabii ki istedikleri gibi görünmek konusunda sergiledikleri aşırı dikkatle araştırmacıları yanıltmaları.
Şerif Mardin bir yerde Gülen hareketini çalışma konusunda karşılaştığı bu zorluğu aynı şekilde ifade etmişti. Ona göre harekete mensup olan insanlar bir sosyolojik araştırmacıyı kendi halinde bırakmıyor, kendilerini açmıyor, herhangi bir konuda gerçekten kendi düşündüklerini ifade etmek yerine araştırmacıyı görünür bir biçimde manipüle etmeyi önceliyordu.
Gerçi bu manipüle edici tavrın bir sosyal bilimciye hareketi anlamak konusunda mutlaka önemli bir izlenim de vermiş oluyordur, ama sayıları milyonu aşan bir toplumsallığın sosyolojisini yapmak konusunda ciddi bir zorluk çıkarmış olduğu da bir gerçek.
Bu konuda ortaya konmuş bir çok sosyal bilim çalışması, o yüzden, hareketin FETÖ olarak tezahür etmesiyle birlikte tamamen geçerliliğini kaybetmek durumunda kaldı. Çünkü hareket bu çalışmalarda tamamen kendini dünyaya pazarlamak istediği gibi, bir hoşgörü, diyalog, siyaset dışı bir sivil toplum ve gönüllülük hareketi olarak yansıtmayı başarmıştı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 223 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 268 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 358 Okunma İslâmcılara azıcık hikmet penceresinden baksak? 15 Nisan 2024 | 402 Okunma Bayramınız cennette olsun! 13 Nisan 2024 | 63 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar