Olmamış seçimin sonucuna bu kadar inanırsan, bu travmayı yaşarsın

16 Nisan sonuçlarına verilen bazı tepkilerdeki öfke tonuna, hırçınlığa ve ölçüsüzlüğe bakıldığında, durumun zannedildiğinden öte ciddi bir travma boyutuna varmış olduğu...

16 Nisan sonuçlarına verilen bazı tepkilerdeki öfke tonuna, hırçınlığa ve ölçüsüzlüğe bakıldığında, durumun zannedildiğinden öte ciddi bir travma boyutuna varmış olduğu görülüyor.
Referandumun tabiatı ve kuralı gereği yarıdan bir oy fazlası bile iki görüşten birinin bütün katılımcıların ortak kararı olarak kabul görmesini sağlar. Oylamaya katılanlar bunu bilerek katılır ve herkes sonucun bu şekilde olması halinde önceden rızasını zımnen bildirir.
Bunu CHP'liler bile bilir aslında ama sonucun “hayır” olarak çıkacağına kendilerini o kadar inandırmışlar ki, baştan itibaren “evet” çıkma alternatifini tamamen yok saymış oldukları anlaşılıyor.
Aslında Kılıçdaroğlu'nun katıldığı televizyon programlarında kendisine “hani, zor bir ihtimal de olsa 'evet' çıkması halinde” diye başlayan sorular sorulduğunda nasıl bir kararlılıkla ve öfkeyle bu ihtimali yok saydığını gördüğümde, bunu kampanyasının basit bir söylem taktiği olarak değerlendirip geçiştirmiştim.
Hoş, bir taktik olarak da “hayır” cephesi adına çok yanlış bulmuştum. Çünkü sonuç konusunda bu kadar emin olduğunu ifade etmesi “hayır” oyu verebilecekleri rehavete sürükleyebilirdi. Oysa şimdi anlaşılıyor ki sonucun “hayır” çıkacağına adı kadar emin olmuş bir Kılıçdaroğlu hiç de taktik yapmıyor, gerçekten de sonucun “hayır” olarak çıkacağından zerre kadar kuşku duymuyormuş.
Sanırım bu “kesin inançlılık hali” bugün yaşadıkları travmanın asıl sebebini oluşturuyor. Bu aşırı inanılmış ve bağlanılmış sonuca ne yatırım yapıldıysa bu sonucun yarattığı travmanın şiddetini daha da artırmış.
Bu travmayı atlatabilmek için önceki seçimlerde olduğu gibi seçmenleri suçlama faslına henüz geçemedi Kılıçdaroğlu. Onun yerine bu seferki ilk tepkisi seçimin hileli olduğu iddiasına sarılması oluyor. Henüz yapılmamış seçimin kendi lehine sonuçlanacağına ne kadar inanmışsa, bu sefer başka türlü sonuçlanan seçimin ancak hileli olabileceğine de o kadar kendini ve başkalarını inandırarak teselli bulmaya çalışıyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 223 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 268 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 358 Okunma İslâmcılara azıcık hikmet penceresinden baksak? 15 Nisan 2024 | 402 Okunma Bayramınız cennette olsun! 13 Nisan 2024 | 63 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar