Modernleşme, Anayasa ve Türkiye’nin istisnailiği

Batı’yı karakterize eden kültürel ve dinsel homojenlik onun gücünün değil, farklılıklara karşı sergilediği hoşgörüsüzlük ve taassubunun bir sonucu ve göstergesidir

20. yüzyılın başında revaçta olan Modernleşmeci anlayış Batı’da yaşanmış bütün gelişmelerin bir model olarak bütün dünyaya uygulanabileceği hatta uygulanması gerektiğini varsayıyordu.

Bugünden bakıldığında bu en iyi ihtimalle toplumsal farklılıkların önemini kavramaktan aciz, çok naif, hatta cahil bir anlayış görünüyor. Bugünün modernist yaklaşımları böyle bir cehaleti ve naifliği üstlenmekten çok uzak. Bilakis toplumsal farklılıklar, “farklı modernlikler”, “ülkelerin özgünlük ve özgüllükleri” veya “modernliğe giden farklı yollar” başlıkları altında takdir ediliyor ve bir sosyolojik tecrübenin iki coğrafi bölgede aynı şekilde yaşanamayacağı kabul ediliyor. Hatta ....

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
DEAŞ İsrail’i kurtarabilir mi? 27 Mart 2024 | 7 Okunma AİHM bütün Alevileri tanımlamış olmadı mı şimdi? 25 Mart 2024 | 423 Okunma Aleviliğe dair, “Kapıları açmak: Dostluk temelinde çözüm” 23 Mart 2024 | 229 Okunma Senin aklın ermez, bu başka hesap 20 Mart 2024 | 276 Okunma Gazze’de asıl hesabı ıskalamamak lazım 18 Mart 2024 | 234 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar