Konjonktürel krizler ve Türk dış politikası

Türkiye'nin dış politikası açısından kritik bir dönemin içerisinden geçiyoruz. Belki de II. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan büyük çaplı krizlere rağmen bölgemiz hiç bu kadar...

Türkiye'nin dış politikası açısından kritik bir dönemin içerisinden geçiyoruz. Belki de II. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan büyük çaplı krizlere rağmen bölgemiz hiç bu kadar istikrarsız olmamıştı. Çünkü hem doğumuzda hem de batımızda bir istikrarsızlık kuşağı oluşuyor.

Komşularımızdan İran, Batılı ülkelerle gerçekleştirdiği nükleer müzakerelerden başarıyla çıktı ancak sisteme henüz tam manasıyla entegre olabilmiş değil. Entegre olabilmek için bir çaba sarf ettiği muhakkak ancak ülkedeki ruhban rejiminin bu entegrasyon sonrasında İran'da iktidarını kaybetme korkusu içerisinde olduğu görülüyor. Bunun için kontrollü bir gerginlik politikası izlenmeye devam ediliyor. Dolayısıyla pamuk ipliğine bağlı bir normalleşme söz konusu. İplik koptuğunda neler olabilir, bunun çapını tahmin etmek oldukça zor.

Irak'taki durum çok daha vahim. ABD Afganistan'a müdahale ettikten sonra Irak'a da müdahale gerçekleştirerek burada bir demokratik rol model inşa etmeye koyulmuştu. Plan, ABD tarzı örgütlenmiş, geniş yetkilerle donatılmış federal hükümetler olan bir demokrasi vahası oluşturmaktı. Neticede ortaya çıkan tablo ise bu. Dahası ABD böyle bir demokrasiyi Irak'ta inşa edemeyeceğini anladıkça önce üslerine ardından da uçak gemilerine ve ülkesine çekilerek korkunç bir güç boşluğu yarattı. Bu güç boşluğunun acı meyvesi ise DAEŞ oldu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 223 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 268 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 358 Okunma İslâmcılara azıcık hikmet penceresinden baksak? 15 Nisan 2024 | 402 Okunma Bayramınız cennette olsun! 13 Nisan 2024 | 63 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar