Katar’a karşı koalisyonun meşruiyeti

İslam dünyasının Suriye’den Irak’a, Filistin’den Myanmar’a, Yemen’den Libya’ya Somali’den açlık sorunlarına bin bir öncelikli, acil sorunu varken, hepsinin önüne Körfez ülkelerinin...

İslam dünyasının Suriye’den Irak’a, Filistin’den Myanmar’a, Yemen’den Libya’ya Somali’den açlık sorunlarına bin bir öncelikli, acil sorunu varken, hepsinin önüne Körfez ülkelerinin Katar’ı bir sorun olarak getirmiş olması, aslında İslam dünyasının sorunlarının bu kafayla neden çözülemediğini de açıklıyor.

Azıcık bir duyarlılık taşınsa, elde bulunan imkanlarla, maddi ve manevi kaynaklarla İslam dünyasının bütün sorunları birkaç günde bitirilebilecek durumda. Ama bu kaynaklar sorunların çözümüne odaklı bir anlayışla kullanılmıyor, aksine bu kaynaklar hiçbir şekilde İslam dünyasının yararı gözetilerek kullanılmıyor.

Birileri Katar’ı birincil sorun olarak kafaya takarken, Yemen’de Libya’da ve Suriye’de işler iyice çığırından çıkmaya devam ediyor. Katar sorununu kendi istedikleri gibi halletmiş olsalar bile bu ülkelerde işlerin gelişme seyri bütün İslam dünyasını tam bir kaosa sürükleyecek şekilde ilerliyor. Bu arada Afrika’da açlıktan ve sağlık sorunlarından halklar kırılmaya devam ediyor.

Bu çelişki gözler önünde gerçekleşiyor ve İslam dünyasının tamamında bu koalisyona karşı derin bir hoşnutsuzluk giderek patlama noktasına geliyor. Hiçbir haklı gerekçesi olmayan, makul hiçbir söylemi olmayan, hele bir de İslam alimlerine, Müslümanların onuru olan Hamas ve İhvan gibi hareketleri düşman ilan eden bu yapı ayakta kalabilmek için muhtaç olduğu meşruiyetini nereden alacak. İktidar için asgari meşruiyet için Max Weber’in tasnifiyle ya geleneksel ya rasyonel veya karizmatik bir kaynağa sahip olmak gerekiyor.

Karizmatik boyutta, ortadaki en karizmatik şahsiyeti şu anda kendi ülkesinde bile zerre kadar saygı uyandırmayan Abdülfettah el Sisi, varın gerisini siz hesap edin. Darbeyle işbaşına gelmiş, gelirken halkının üç binini katletmiş ve silah zoruyla ayakta duran bir idareci. Darbeyi finanse eden şimdiki müttefiklerine her fırsatta şantaj yaparak desteklerini garanti etmeye çalışan, aldığı desteğin büyük çoğunluğunu da kendi zimmetine geçirdiği dillere pelesenk olmuş biri.

Geleneksel boyutta, bütün gelenekler yıkılmış, hiçbir geleneğe en ufak bir saygı göstermeyen bir siyaset takip ediliyor. Güçlüler bir araya gelmiş, zayıf bir tarafı yok etmeye çalışıyor. Arap geleneğiyle de İslam adaletine dayalı geleneklerle de hiçbir şekilde telifi olmayan bir durum. Filistin davasına alenen mesafe koyduğunu, İsrail’le ilişkileri siyonizme hizmet temelinde tesis eden bir siyaset, İslam dünyasının bütün geleneklerini elinin tersiyle itmiş oluyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
DEAŞ İsrail’i kurtarabilir mi? 27 Mart 2024 | 235 Okunma AİHM bütün Alevileri tanımlamış olmadı mı şimdi? 25 Mart 2024 | 467 Okunma Aleviliğe dair, “Kapıları açmak: Dostluk temelinde çözüm” 23 Mart 2024 | 231 Okunma Senin aklın ermez, bu başka hesap 20 Mart 2024 | 277 Okunma Gazze’de asıl hesabı ıskalamamak lazım 18 Mart 2024 | 234 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar