Dedem horoza 'horuz' derdi
“Bu sözü bir Hristiyan’dan duyunca irkildim. O yıllar internet yoktu, kütüphaneye gittim...” “Benim dedem okula hiç gitmemişti. Ama Türkçeyi benden daha özgün konuşuyordu. “Mazot” demezdi dedem...
“Bu sözü bir Hristiyan’dan duyunca irkildim. O yıllar internet yoktu, kütüphaneye gittim...”
“Benim dedem okula hiç gitmemişti. Ama Türkçeyi benden daha özgün konuşuyordu. “Mazot” demezdi dedem, “mazut” derdi. “Horoz” demezdi, “horuz” derdi.
Dedem hiçbir şekilde imla kurallarını bilmiyordu. Ama genlerinde Türkçe’nin ikinci hecesinde “o” olmayacağı kodu olduğu için horoz sözcüğünün ikinci hecesini otomatik olarak değiştirip horuz yapıyordu. Küçük ünlü uyumu yani…
1995 yılında 92 yaşında vefat eden bilge dedeme bazen bazı kelimelerin ne anlama geldiğini sorardım. O da kendince cevaplar verirdi.
Sık sık “Lâ havle velâ kuvvete illa billah’il aliyyil azim” derdi.
Bunun ne anlama geldiğini sormuştum.
“Bilemiyorum oğlum” demişti.
Aradan 3-5 sene geçmişti. Üniversite öğrenimi için 1985 yılında İstanbul’a gittim.
Üsküdar’da okuyordum. Heybeliada’da memur olan halamı ziyarete gitmiştim. Adanın sahilinde oturuyordum. Hatırladığım kadarıyla küçük oğlunun adı Blago ya da Pano olan bir Ermeni Hanım denize çok yaklaşan evladına sitem ederek aynen şöyle seslenmişti:
“ Lâ havle velâ kuvvete! Sen beni çok üzoorsun be evladım.”