AK Parti kongresi: Muhasebe ve ikinci çeyrek asrın inşası
Çeyrek asırlık bir hikayenin partisi olan AK Parti, dünyada eşine az rastlanır bir konum elde etmiş ve 2002’den bu yana iktidarını sürdürebilmiştir. Hakim parti literatürü açısından önemli bir örneklik teşkil eden AK Parti’nin çeyrek asra yakın bir tarihte yaptıkları, iktidarını neden ve nasıl sürdürdüğünün de somut bir göstergesi. Alt yapı, bayındırlık, savunma sanayi, yerli otomobil, teknoloji ve uzay çalışmaları gibi teknik alanlardaki kapasite artırımının yanı sıra vesayetle mücadele başta olmak
Çeyrek asırlık bir hikayenin partisi olan AK Parti, dünyada eşine az rastlanır bir konum elde etmiş ve 2002’den bu yana iktidarını sürdürebilmiştir. Hakim parti literatürü açısından önemli bir örneklik teşkil eden AK Parti’nin çeyrek asra yakın bir tarihte yaptıkları, iktidarını neden ve nasıl sürdürdüğünün de somut bir göstergesi. Alt yapı, bayındırlık, savunma sanayi, yerli otomobil, teknoloji ve uzay çalışmaları gibi teknik alanlardaki kapasite artırımının yanı sıra vesayetle mücadele başta olmak üzere farklı alanları içerisine alan bir topyekûn demokratikleşmenin de mimarı olmuştur. Sessiz devrimlerin mimarı olan AK Parti’nin en önemli başarısı, geniş kitlelerin kendi hikayelerini, partinin hikayesiyle özdeşleştirmeleri ve Türkiye’nin istikbalini inşa edecek aktör olarak AK Parti’yi görmeleridir.
GÜÇLÜ LİDERLİK
Hiç kuşkusuz bu sessiz devrimlerin en önemli mimarı, güçlü bir siyasi liderliği ilmek ilmek dokuyarak siyaset sahnesini de dönüştüren Erdoğan’dır. Kritik süreçler ve önemli dönemeçlerdeki duruşunun yanı sıra kendi siyasi geleceğini riske etmek pahasına ortaya koyduğu performans, AK Parti siyasetinin en önemli unsurudur. Fakat Erdoğan’ın yaptığı en radikal devrim, içerisinden geldiği geniş kitlelerin taleplerini merkeze taşımak ve oligarşik siyaseti ortadan kaldırmaktır. Organik siyasetçi modelinin mümtaz bir örneği olan Erdoğan’ın AK Parti’nin ikinci çeyrek asrını inşa edebilmesi, Erdoğan’ın bu vasfını koruması kadar AK Parti kadrolarının hem aktörel hem de politik anlamda bir dönüşüm geçirmesi ve organik siyasetin gereklerini yapması ile mümkün olacaktır. Yerel seçimler sonrasında hem toplumsal hem de siyasal anlamda değişim talebinin bir mecburiyet olduğu ortada idi fakat bu değişimi sadece aktörel düzeyle sınırlı tutmak AK Parti’yi ikinci çeyrek asra taşımaya yetmeyecektir. İkinci çeyrek asır, son Asya gezisinin de gösterdiği gibi sınırları aşan bir etki gücüne sahip Erdoğan’ın siyasi liderliğini tahkim edecek ve onun vizyonuna eklemlenebilecek bir parti programı ve ekibiyle mümkün olacaktır.
KONGRENİN NOTLARI
Erdoğan’ın kongre konuşması, ikinci çeyrek asrın nasıl inşa edileceğine dair de önemli göstergelere sahip. Türkiye’nin istikbalini AK Parti ile ilişkilendiren Erdoğan’ın kongre konuşmasında, dünden bugüne Türkiye’nin her alanda kat ettiği mesafeye ilişkin ayrıntılar vardı. Makro ekonomik göstergeler üzerinden de bir performans değerlendirmesine yer veren Erdoğan’ın konuşması, Türkiye’nin dünü ve bugününe de işaret eden karşılaştırmalarla doluydu.
Altyapı ve ekonomik yatırımların yanı sıra siyaseten eski Türkiye’nin bir daha mümkün olmayacağının vurgusuna da ısrarla değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Türkiye alışkanlıklarında ısrar etmek isteyen parti ve özellikle komprador burjuvaziye de önemli mesajlar verdi. Eski Türkiye refleksleriyle siyaset yapabilme imkanının kalmadığı ve tür vesayet unsurlarına yeni Türkiye’de yer olmadığı vurgusu bu noktada önemliydi.
Parti kadrolarında yaşanan değişiklik AK Parti’nin dinamik ve merkezdeki kapsayıcılığını göstermesi açısından önemli idi. Katı bir ideolojik formasyon yerine merkezde ve kapsayıcı bir modelle hareket eden AK Parti’ye yönelik bu tür katılımlar, partinin genişleme ve gelecek vaat etmesi açısından da önemli bir gösterge. İlgili aktörlerin partiye ne tür motivasyonlarla katıldıkları ve ne ölçüde katkı sunacakları başka bir tartışma konusu olmakla birlikte, salt bu gösterge bile AK Parti hikayesinin devam edeceğine dair elitler düzeyindeki algıyı göstermektedir. Fakat buradaki kritik husus, bu hikayenin sadece elitler düzeyinde değil geniş kitleler nezdinde de karşılık bulması ve bu kitlelerin kendi hikayelerini AK Parti’nin hikayesi ile özdeşleştirmelerinin gerekliliğidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kongrede ısrarlı biçimde altını çizdiği bir diğer husus da AK Parti’nin kendi statükosuna hapsolmasının parti açısından büyük bir risk oluşturacağı vurgusudur. Bu statükoyu aşma adına bir reform stratejisi ortaya koyan Erdoğan, farklı alanları içerisine alan Türkiye Yüzyılı Reform Programı ile ilgili ayrıntıları paylaştı. Ekonomi ile ilgili sorun alanlarını yönetebilecek vurguların da olduğu bu programın başarılı olması durumunda, en büyük meydan okumalardan birisi de ortadan kaldırılmış olacaktır.
İkinci çeyrek asrın inşası, yeni anayasa ve Türkiye’nin yönüne dair de projeksiyonların yer aldığı bu konuşmanın politik alana nasıl yansıyacağı merak konusu. Dış politika, terörsüz Türkiye ve statükoya hapsolmadan Türkiye siyasetine yeni ufuklar vadetme gibi hususlar, orta ve uzun vadede en önemli tartışma başlıkları olacaktır. Ez cümle, AK Parti kadrolarının Erdoğan’ın siyasi liderliği ile uyumu ve performansı da AK Parti’nin geleceğini belirleyecek en önemli husus olacaktır hiç kuşkusuz.