Kemal Bey ne yapmaya çalışıyor

Tanıdığım CHP'li arkadaşlar şu sıralar saç baş yolmakla meşgul.

Hop oturup hop kalkıyorlar.

'Ne yapıyoruz biz' diye isyan ediyorlar.

Haklılar zira aklın yolu bir!

Kemal Bey aklı başında bir genel başkanın yapmayacağı işlere imza atıyor.

Millet Bahçesi'ne savaş açıyor.

Hem de daha önce 'bu benim projem, Tayyip Erdoğan telefonumu dinleyerek benden çaldı' demesine rağmen.

Neymiş?

Oraya Millet Bahçesi yapılmasının sebebi 'Atatürk' düşmanlığıymış!

Yok artık, yuh artık!

'Koşun ey ahali Atatürk düşmanları Millet Bahçesi yapıyor' diye ortalığı velveleye veriyor.

Bunu engellemesi için görevlendirdiği kişi de Atatürk'e Atatürk diyemeyen Canan Kaftancıoğlu.

Şaka gibi bile değil!

Mustafa Kemal'in askeri olmaya itiraz eden ama bilmem ne örgütünün elebaşına 'komutan' diyerek selam gönderen Kaftancıoğlu.

İşte o Kaftancıoğlu Millet Bahçesi'ne direnelim çağrısı yaptı, Atatürk Havalimanı'na gitti!

Gördüğü manzara Ekrem İmamoğlu'nun Rize' de gördüğünün aynısıydı.

Hepi topu birkaç yüz kişi itibar edip gelmiş.

Kendisi adına tam bir fiyasko.

Kemal Bey aynı Kaftancıoğlu için partisinin grup toplantısında 'mahkemenin kararını tanımıyoruz, reddediyoruz, Canan Kaftancıoğlu hâlâ il başkanımız' dedi.

Bildik Kemal Bey tavırları.

Tivit atıp işadamlarını tehdit ediyor.

Yatırımcıyı ürkütüp kaçırmak için elinden geleni yapıyor.

'Cumhurbaşkanı olursam bak size neler yapacağım' diyor.

Asıyor, kesiyor!

Geriyor da geriyor!

İzleyeniniz olmuştur geçen akşam canlı yayında Kemal Kılıçdaroğlu'nun Sabiha Gökçen Havalimanı'na da savaş açtığını söylemiştim.

CHP'li arkadaşlar anında tepki gösterdi, itiraz etti.

'Yok öyle bir şey, yalan' dedi.

Ben de anında cep telefonundan Kılıçdaroğlu'nun söz konusu itirazının videosunu açtım.

'Uçağın inmediği yere havalimanı mı yapılır' diyor.

Bunu da 'Tuz Gölü'ne alabalık tesisi yapmaya' benzetiyor.

Tabii CHP savunucusu arkadaşlar bu konuşmayı duyunca donakaldılar.

Haliyle tevil etme telaşına girdiler. Lakin tevil edilecek bir tarafının olmadığının kendileri de farkındaydı.

Neyse, mühim değil!