Deşifre!
Deniz Baykal, vefatının ikinci yıldönümünde Devlet Büyükleri Anıt Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı. Salı günkü anma merasiminde konuşan Özgür Hususi Bey, siyasete on beş yıl önce Baykal’ın telefonuyla girdiğini anlattı. *** İyi, güzel de… Bugüne kadar; Hususi Bey’nin rahmetli Deniz Baykal’a yönelik kaset operasyonunun perde arkasına seyahat ettiğini gören, duyan, bilen var mı? El Cevap: Yok! PÜF NOKTASI Ya, Hususi Bey’in Siyasi Hançer ile devirdiği eski Genel Başkanı Bay Kemal? FETÖ’nün imza
Deniz Baykal, vefatının ikinci yıldönümünde Devlet Büyükleri Anıt Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı.
Salı günkü anma merasiminde konuşan Özgür Hususi Bey, siyasete on beş yıl önce Baykal’ın telefonuyla girdiğini anlattı.
***
İyi, güzel de…
Bugüne kadar; Hususi Bey’nin rahmetli Deniz Baykal’a yönelik kaset operasyonunun perde arkasına seyahat ettiğini gören, duyan, bilen var mı?
El Cevap: Yok!
PÜF NOKTASI
Ya, Hususi Bey’in Siyasi Hançer ile devirdiği eski Genel Başkanı Bay Kemal?
FETÖ’nün imza attığı işbu kaset operasyonu bahsinde, on üç sene boyunca topa girmeyen, kılını kıpırdatmayan Mr. Kılıçdaroğlu’ndan söz ediyoruz.
***
Komprador Burjuvazi’nin, Paralel Yapı’nın eliyle gerçekleştirdiği bu siyasi operasyon konusunda; Kemal Bey ile Hususi Bey niçin sessiz kaldılar ve halen daha neden gıkları çıkmıyor?
***
Gerçeği arayanlar ve yüzleşmek isteyenler için bu yaman sualin yanıtı zor değildir.
Her ikisi de…
Baykal’a yönelik bu siyasi operasyonun perde arkasındaki derin karargâhın bir nevi ürünü olan genel başkanlardır da ondan!
“EN BÜYÜK KÖTÜLÜK”
Komprador Sermaye’nin Yahudi Baronu İzhak Alaton…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı seçilmesinden sadece birkaç gün sonra Şahin Alpay’a aynen şöyle demişti:
“CHP’ye en büyük kötülüğü Deniz Baykal yaptı!” (27 Mayıs 2010)
***
Açıkça söylememiş olsa da…
İzhak Alaton’un bu ithamının temelinde…
Baykal’ın, 1 Mart 2003 tarihli tezkerenin reddedilmesindeki başat etkisi vardı!
***
Haydut Devlet ABD ve Türkiye’deki Gladyo’su tezkerenin rövanşını nasıl aldı, Baykal’dan?
Deniz Bey’i kurultaylarda devirmek suretiyle almayı denediler ama başaramadılar…
Buna mukabil, 2010’daki kaset operasyonuyla rövanşı aldılar!
***
Bir kez daha vurgulayalım…
FETÖ, Törkiş Gladyo’nun lokomotif örgütüdür.
KRİTİK EŞİKTEKİ BÜYÜK SIR
ABD’nin 1 Mart 2003’te TBMM’de “refüze edilmesi” Törkiş Gladyo’nun baronlarına adeta kafayı yedirtmişti!
Derin patronları karşısında çok zor duruma düşmüşlerdi.
Hem onlar için hem de ABD’deki Big Boss’ları için “telafisi bir daha mümkün olmayacak” bir dönem başlamıştı!
***
Bu derin gerçeği film lisanıyla sembolize eden sahne, Kurtlar Vadisi dizisinde Baron Mehmet Karahanlı’nın “cezalandırıldığı” bölümdür.
YILDIZIN PARLADIĞI AN
1 Mart tezkeresinin reddedilmesinin müspet sonuçları, sanıldığından veyahut bilindiğinden çok ama çok daha fazladır.
Törkiş Gladyo’nun o güne kadar aldığı en derin dahası en hayati yaradan bahsediyoruz!
***
Kapalı kapıların ardındaki işbu hayati hadise, Türkiye’nin ABD’den bağımsızlaşma sürecinin başlangıcını teşkil ediyor.
***
Şu sözler, rahmetli Deniz Baykal’a aittir:
“TBMM, 1 Mart 2003’te Irak’a asker gönderme tezkeresini reddederek…
Türkiye’nin öyle ‘birileri istedi’ diye karar aldırtabilecek bir ülke olmadığını dünyaya göstermiştir…
Türkiye’nin bölgesinde yıldızlaşmaya başlaması 1 Mart kararıyla olmuştur.”
(Milliyet, 1 Ağustos 2012)
TEMELDE YATAN FARK
Türkiye, Bölgesel Güç olarak bugün Suriye’de söz sahibidir ve bunun temelinde ABD’ye karşı verilen bağımsızlık mücadelesi vardır!
***
Suriye’deki rejim değişikliğinin ardından…
Baykal’ın Halep’le alakalı 15 Şubat 2016’da sarf ettiği çarpıcı sözleri hatırlanmıştı, değil mi?
***
Deniz Bey’in “Halep’in Esad’ın himayesine terk edilemeyeceğini” söylediği o tarihte…
Hatta öncesinde ve sonrasında da Bay Kemal “Suriye’de ne işimiz var?” diyordu!
***
Özgür Hususi’nin, Kılıçdaroğlu’nun Suriye politikasını sürdürdüğü hususunu da buna ekleyelim…
CHP’nin son iki Genel Başkanı “Amerika’nın Sesi” olarak siyaset yaptılar, yapıyorlar!
Deniz Baykal’dan temeldeki farkları, burada saklıdır.
MEN DAKKA DUKKA
Deniz Bey, 14 Nisan 2014’te Ankara’daki uzun sohbetimizde, CHP’de uğradığı muameleyi şu manidar cümleyle anlatmıştı:
“-Kemal, beni partide tecrit etti!”
***
Baykal’ın kasetle hançerlenmesinden istifade edip onun yerini alan Kılıçdaroğlu…
Yıllar sonra, 5 Kasım 2023’te…
Gecikmeli olarak şimdilerde “Şaibeli Kurultay” diye anılmaya başlayan yarışta…
Özgür Hususi Bey & İmamson Efendi tandemi tarafından siyaseten hançerlendi.
Ne demişler: Etme, bulma dünyası!
***
Kemal Bey, geçenlerde ekranda “bir kez daha” bu ihanetten söz ettiğinde…
-Özgür Hususi “Hiç üzerime alınmadım” diye cevap verdi!
Eh, üzerine alınmasa da gerçek değişmiyor.
***
Bununla birlikte…
Hususi Bey, acaba bu cümlesiyle topu “asıl üzerine alınması gereken adrese” göndermiş olabilir mi?
-Neticede, o bir “Emanetçi!”
***
Emanetin “sahibi” İmamson Efendi ise komik bir “Ön Seçim” ile…
-Önümüzdeki ay, CHP’nin “Cumhurbaşkanı Adayı” olarak ilan edilecek!
“BEKLENMEYENİ BEKLEYİNİZ”
Seçim 2028’de…
Varsayalım, erken seçim olursa; onun da ne vakit gerçekleşeceği belli değil.
***
Hal böyleyken…
Şimdiden “Cumhurbaşkanı Adayı” belirlemek gibi “problemli” bir tercihi…
-İmamson Efendi’nin vesayeti altındaki CHP yönetimine “kimler” yaptırmış olabilir?
***
Ekrem’in “Cumhurbaşkanı” olma hayali çöpe gittiğinde veya seçimler kaybedildiği vakit…
İşbu kritik husus “Kırılma Anı” olarak tekrar gündeme gelecek ve sorgulanacaktır!
-Ekmeleddin, Muharrem Pehlivan, Bay Kemal yenilgileri de hatırlatıldıktan sonra…