Yılmaz Güney’den Sezai Karakoç’a...

Son zamanlarda öyle "cenaze cemaatlerine" muttali oldum ki Lübnan'dan minik bir panorama gibi. Bir falanjistler eksik, o derece. Sonra da imam sorunca hep bir ağızdan terennüm ediyorlar: "İyi bilirdik..." Gidenler "iyi" de, ya kalanlar? Birçoğu...

Son zamanlarda öyle "cenaze cemaatlerine" muttali oldum ki Lübnan'dan minik bir panorama gibi. Bir falanjistler eksik, o derece.
Sonra da imam sorunca hep bir ağızdan terennüm ediyorlar: "İyi bilirdik..."
Gidenler "iyi" de, ya kalanlar?
Birçoğu birbirini uzaktan görmeye tahammül edemeyecek vaziyette. Hayatın "şol göz açıp yummuş gibi" olduğunu en derinden hissedecekleri cami avlusu ve cenaze namazında bile vaziyetlerinde milim değişiklik yok.
Bu denli "değişik zamanlardan" geçtiğimiz bir dönemde, dünya görüşleri birbirine zıt insanların "ortak kahramanlarından" söz etmek, biliyorum biraz tuhaf kaçacak!
Ne ki tuhaf da olsa bir zamanlar gerçekten böyleydi.
Mesela, Yılmaz Güney solcuların da sağcıların da kahramanlarındandı. Filmlerini birlikte alkışlarlardı. (Yeni yetmeler bilmez; eskiden kimi sahnelerde alkış tufanı kopardı.)
Eskiden "Çirkin Kral" dendi mi akan sular dururdu. Devran değişti, "terkip" parçalandı; "Çirkin"...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bir arzunun aşırı acıklı hikâyesi 04 Aralık 2025 | 461 Okunma Bitmeyen kin 03 Aralık 2025 | 857 Okunma Futboldan öte, futboldan ziyade 02 Aralık 2025 | 237 Okunma Aman dikkat! 29 Kasım 2025 | 314 Okunma İftiranın kaynağı içeride 27 Kasım 2025 | 823 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar