Ne gülüyorsun, anlattığım senin hikâyen
Soğuk Savaş sona ermiş, NATO'ya karşı 1955'te kurulan Varşova Paktı lağvedilmiş, hülasa Sovyetler Birliği dağılmıştı. Çok değil bundan birkaç gün sonra da Rusya Federasyonu Devlet...
Soğuk Savaş sona ermiş, NATO'ya karşı 1955'te kurulan Varşova Paktı lağvedilmiş, hülasa Sovyetler Birliği dağılmıştı.
Çok değil bundan birkaç gün sonra da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin, NATO Genel Sekreteri Wörner'e gönderdiği mektupta, Batı'yla yeni bir dönem başlatmak istediğini, NATO'ya üye olmayı da hesaba katarak dile getirmişti.
Wörner'in cevabı mı?
Hayır canım, "Sizi yıkmak için kurulan NATO'ya mı girmek istiyorsunuz?" yollu ironinin dibini bulmadı. Tam aksine, diplomatik nezaket çerçevesinde cevap vermişti: "Zamanımız çok, ilişkileri geliştirecek fırsatımız da var..."
Bana soracak olursanız bu cevap daha kırıcıydı. Lakin, Yeltsin hiç tınmadı; hatta birkaç yıl sonra (94'te) dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'a, "Rusya, NATO'ya ilk katılan ülke olmalı. Sonra Doğu ve Orta Avrupa'dakiler gelebilir..." demişti.
Demek o tarihte Rusya NATO'ya katılmış olsaydı...