Bizim Büyük Çaresizliğimiz

1915’in yüzüncü yıldönümünün hele nisan ayının zorlu geçeceği belliydi. Papa’nın açıklamasının ardından Avrupa Parlamentosu’nun alması beklenen karar Ermeni meselesini tekrar...

1915’in yüzüncü yıldönümünün hele nisan ayının zorlu geçeceği belliydi. Papa’nın açıklamasının ardından Avrupa Parlamentosu’nun alması beklenen karar Ermeni meselesini tekrar gündeme oturtuyor.
1915’te yaşananlar yoldan çıkmış bir tehcir mi, insanlığa karşı suç mu, soykırım suçu mu senelerdir tartışılıyor. Tartışılmasında da fayda var. Hem tarihi, hem siyaset bilimini, hem hukuku, hem uluslararası ilişkileri ilgilendiren bir konunun tartışılmaması başlı başına bir tuhaflık olurdu. On yıllar boyunca bu tuhaflığı yaşadık. Böylelikle memleketimizde olanları soykırım olarak niteleyen de soykırımı reddeden de hazırlıksız yakalandı. Bırakın olanın nasıl niteleneceğini ne olduğunun dahi kamuoyunun genelinde konuşulmaya başlanması şunun şurasında üç beş senenin işi.
Çok boyutlu bir konudur ve bir gazete köşesinde değerlendirilemeyecek kadar karmaşıktır. Ancak yurtdışında “soykırım değildir”, yurtiçinde de “soykırımdır” diyenlerin ifade özgürlüğü sağlanmazsa bir yere varılamayacağı da aşikâr.
Daha ileride mevzunun hukuki kısmından bahsetmek kaydıyla işin başka bir kısmının aklımı kurcaladığını ve doğrusu rahatsız ettiğini söylemem lazım.
Ne vakit bu “soykırım” bahsi açılsa bir devletli çıkıp Türkiye’deki vatandaş olmayan Ermenileri konu ediyor.
Kimi “kaçak Ermenileri” sınır dışı edelim diyor, kimi “bizde Ermeniler var ha” diye çıkışıyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tutuklu yargı 05 Eylül 2018 | 8.138 Okunma Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor 30 Ağustos 2018 | 2.738 Okunma Kimiz biz? 29 Ağustos 2018 | 7.497 Okunma Trump gidiyor mu? 23 Ağustos 2018 | 6.630 Okunma Milli birlik 22 Ağustos 2018 | 195 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar