Peki, suçlu kim? Doktorlar mı hastalar mı?

Biz Türkler, tam bir ‘antibiyotik canavarı’ olup çıktık. Yazılan her 10 reçeteden en az üçünde antibiyotik var. Bunun sorumlusu kim olursa olsun, sonucu ürkütücü. Çünkü sayemizde...

Biz Türkler, tam bir ‘antibiyotik canavarı’ olup çıktık. Yazılan her 10 reçeteden en az üçünde antibiyotik var. Bunun sorumlusu kim olursa olsun, sonucu ürkütücü. Çünkü sayemizde antibiyotiklere dirençli hale gelen bakteri ve virüsler, gelecekte en ufak bir ‘çizikten’ bile canımızı alabilir...
Modern tıbbın geçtiğimiz elli yıldaki en mühim başarılarından biri, yeni ve etkin antibiyotiklerin bulunması idi.
Ne var ki şimdi can sıkıcı bir gelişme var: Antibiyotik direnci sorunu alarm veriyor; uzmanlar “Böyle giderse antibiyotik çağının sonu bile gelebilir” diyor. Bu telaşlandırıcı, kötü, berbat bir haber.
Zira bakterilere karşı savaşı tamamen kaybetmemiz, basit bir ‘şiir-i pençe’ yüzünden bile hayatımızı kaybedebilmemiz ve belki de salgın hastalıkların yeniden hortlaması anlamına geliyor.
‘Antibiyotik direnci’ aslında dünyanın sorunu ama bizde biraz daha önemli. Çünkü biz sanki bir ‘antibiyotik canavarı’ gibiyiz. ‘Dünya Antibiyotik Tüketme Şampiyonu’ bir ülkeyiz! Doktorlarımızın yazdığı her on reçeteden en az üçünde mutlaka en az bir antibiyotik var.
TOPLUMSAL BİLİNÇ ŞART
Netice şu: Türkiye antibiyotik direnci tehdidi bakımından en riskli ülkelerden biri, acilen ve hemen toplumsal bir ‘antibiyotik kullanım bilinci’ oluşturmamız gerekiyor.

Sorunun bu noktaya gelmesinde en çok biz doktorlarla sevgili eczacılarımız suçlu. Suçu önce biz doktorlar üstlenmeliyiz. Zira her ateşli hastalıkta reçeteye hemen bir antibiyotik yazdık. Eczacılarımız da –şimdilerde biraz engellense de- antibiyotikleri isteyen herkese reçetesiz bile verdi. Evet, hastalarımız da bizi antibiyotik yazmaya eczacılarımızı reçetesiz antibiyotik vermeye zorlayabiliyor ama neticede karar verici biziz.
Özeti şudur: Her antibiyotik karaciğere, böbreğe ve bağırsaklardaki probiyotik güce (mikrobiyom) inen bir balyoz gibidir. Antibiyotiklerden –lütfen- uzak durunuz.
HASTALIKLARI TEDAVİ Mİ SAĞLIĞI GELİŞTİRMEK Mİ?
Yüzlerce yıl önce doktorlar sadece hastalık tedavi eden şifacılar değillerdi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Mükemmel bir iyi yaşlanma hapı: Motivasyon 06 Mayıs 2024 | 506 Okunma Türkiye yaşlanıyor 04 Mayıs 2024 | 914 Okunma D3 mü K2 mi 02 Mayıs 2024 | 671 Okunma Ekmek mi şeker mi 29 Nisan 2024 | 1.494 Okunma Yeni yaşınız kutlu olsun... Epigenetik yaş 25 Nisan 2024 | 491 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar