D vitamini azalınca bakın neler oluyor?

D vitamini eksikliği çocukluktan yaşlılığa kadar herkesi bedenen de ruhen de “tepeden tırnağa” etkiliyor. Her şeyden önce kemik ve diş gelişimini bozuyor. Alerjik hastalıklara, özellikle de astıma zemin...

D vitamini eksikliği çocukluktan yaşlılığa kadar herkesi bedenen de ruhen de “tepeden tırnağa” etkiliyor. Her şeyden önce kemik ve diş gelişimini bozuyor. Alerjik hastalıklara, özellikle de astıma zemin hazırlıyor.

D vitamini yetersiz olan yetişkinlerde Tip 2 diyabet hastalığına (şeker hastalığı) beklenenden sık rastlanıyor. Kalp damar hastalıkları da bu noksanlıkla bağlantılı.
D vitamini yeterli olmayanlarda bu hastalıklar da sık görülüyor. Bazı çalışmalarda kalp krizi geçirenlerin yüzde 90’ından fazlasında D vitamini eksik (yüzde 75) veya yetersiz (yüzde 21) bulunmuş. Keza, beyin damar hastalıkları, özellikle felçler de
D vitamini noksanlığı ile bağlantılı.
Bitmedi, bu eksiklik beynin bellek fonksiyonunu da etkiliyor. Ruhu depresyona bile sokabiliyor. Tıpkı omega-3 eksikliği gibi D vitamini eksikliği de bilişsel yetenekleri bozuyor.
Kısacası tıpkı B12, tıpkı omega-3 yağları (özellikle DHA) gibi D vitamini de bir tür “beyin sütü” işlevi üstleniyor.
Dahası var: Bağışıklığımızın gücü de D vitamini rezervimizle doğrudan bağlantılı. Rezerv düştükçe bağışıklık zayıflıyor. Bilhassa kış aylarında yaygınlaşan viral enfeksiyonlardan (nezlelerden, griplerden) korunmada D vitamini son derece önemli bir belirleyici.
Son bir mühim nokta da şu: D vitamini ile kanser gelişimi arasında da bir bağlantı var. Kalınbağırsak, meme, prostat, pankreas kanserlerine yakalananların çoğunun D vitamini rezervleri de yetersiz bulunuyor.
Ayrıca unutmayalım ki, D vitamini “bedava” bir sağlık güçlendirici ve hastalık önleyici. Parayla satın alınmasına gerek yok. Fırsat buldukça güneşlenmemiz, yani derimizi güneşle buluşturmamız yeterli.
Ayrıca destek olarak satılan ampul, damla, sprey ve tablet formundaki D vitaminleri de parayla satın alınabilecek en ucuz sağlık ürünleri.
Cevabı siz verin: Bu kadar değerli ve bir o kadar da bedava ya da ucuz bir şeyin eksikliğini çekmeye değer mi?

Tiroit hormonu takviyesi kemikleri eritmez

Tiroit hormonu kullanan hastaların ortak bazı korkuları var. Bunlardan bir kısmında haklılar. Bu hormon desteği dikkatsiz kullanılırsa ilaca bağlı hipertiroidi yapabiliyor. Bu durum çarpıntı, el titremeleri, terleme, kilo kaybı gibi işaretlerle kendini gösteriyor.
Tiroit hormonlarının periyot düzensizlikleri yapması da mümkün. Ne var ki bu hormonlara yönelik korkuların bazılarının hiçbir ciddi temeli olmayabiliyor.
Örneğin tiroit hormonlarının cinsel gücü azalttığını, saç döktüğünü, tüylendirdiğini, tırnak bozukluğuna yol açtığını gösteren ciddi bir kanıt yok. Eğer menopoz yaşlarında ve hızla ilerleyen bir kemik erimesi probleminiz yoksa ve bu hormonu doktor kontrolü altında kullanıyorsanız kemik erimesi gibi bir problemden de korkmanız kuşkulanmanız gerekmiyor. Eğer osteoporoz riski yüksek biriyseniz, hatta hastasıysanız tiroit hormonu kullanabiliyorsunuz.
Yapacağınız tek şey kalsiyum alımınızı bir miktar daha artırmaktan ibaret. Yeteri kadar kalsiyum alan bir tiroit hastasının optimal dozda tiroit hormonu kullanmaktan korkması gerekmiyor.

Tiroit her yerde karşınıza çıkabilir!

Tiroit konusunda bilmeniz gereken çok şey var. Bazıları şunlar...
- Sigara içiyorsanız tiroit bezi ile ilgili sağlık problemlerine yakalanma riskiniz artıyor.
- Bir süredir sinirli ve gerginsiniz, nedeni tiroit beziyle ilgili bir sorun olabilir.
- Sebebini bir türlü anlayamadığınız bir çarpıntınız varsa sorumlu yine ağır ya da fazla hızlı çalışan bir tiroit bezi olabilir.
- “Eskiden boğazlı kazak giyerdim artık kesinlikle giyemiyorum. Fular takardım artık takamıyorum. Boynumda hep bir basınç hissi var. Sanki biri boğazıma basıyor, bazen nefes almamı bile engelliyor gibi” diyorsanız sorumlu büyük ihtimalle tiroit bezidir.
- Hava açlığı çekiyor, bazen havasız kalıp gidip pencereyi açmak zorunda kalıyorsanız, akla ilk gelen olasılıklardan biri tiroit hormonları ile ilgili bir problem olmalıdır.

Osteoporozla mücadele planınız nasıl olmalı?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni yaşınız kutlu olsun... Epigenetik yaş 25 Nisan 2024 | 446 Okunma Epigenetik besinlerde ilk 10 22 Nisan 2024 | 439 Okunma Beslenmede yeni bir çağ başlıyor 20 Nisan 2024 | 520 Okunma Yeni bir iyi hayat sırrı: Sinaptik plastisite 18 Nisan 2024 | 534 Okunma Hangi vitamin daha değerli 15 Nisan 2024 | 729 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar