Matilda Etkisi ve Özlem Türeci

Özlem Türeci şöyle diyor: Başarılı olmamızın sırlarından biri, cinsiyet dengesi bulunan bir takım olmamız. İş gücümüzün neredeyse yarısı kadınlardan oluşuyor ve üst yönetim...

Özlem Türeci şöyle diyor: Başarılı olmamızın sırlarından biri, cinsiyet dengesi bulunan bir takım olmamız. İş gücümüzün neredeyse yarısı kadınlardan oluşuyor ve üst yönetim seviyesinde de ekiplerimizin yarısı kadın. Almanya’daki yayınlarda, 'göçmen çift' tanımlaması öne çıkarken; Özlem Türeci ile Uğur Şahin’in başarısı, bizim medyaya, kadını ikinci plana atan bir şekilde yansıdı.

Bu haber sunma şeklini yorumlayanlar, 'Matilda etkisi'nden de söz eder. 'Matilda etkisi', birçok başarılı kadın bilim insanının başarıları göz ardı edilirken, daha çok erkek bilim insanlarının öne çıkarılmasını açıklamaya çalışan bir kavram. Nobel tarihinde, 800’ün üzerinde erkek ödül alırken, yalnızca 50 kadın ödül alabilmiş.

Matilda J. Gage, 1870 yılında yazdığı 'Woman as Inventor' adlı denemesinde, bilim alanında, erkeklerin, kadınlara göre ön planda tutulduğunu anlatmış. Margaret W. Rossiter, bu çıkışı, 'Bilimde Matilda Etkisi' başlığıyla isimlendirmiş. Ellie Irving de bu isimde bir çocuk kitabı yazmış. Özlem Türeci, başlarda ikinci planda gösterildi. Ancak daha sonra yaptığı açıklamalar, dünya kamuoyunun ilgisini çeken değerlendirmeleri, algıyı sarstı. Bu başarıda kadınların önemli bir ağırlığının olduğunu örnekler vererek anlatması, dikkat çekiciydi. Özlem Türeci ile eşi Uğur Şahin, yıllardır yürüttükleri kanser araştırmalarıyla tıp dünyasında uzun süredir adı bilinen iki bilim insanı.

'ÇAY DEMLEYEN ÖZLEM'

Özlem Türeci’den neredeyse Uğur Şahin’in asistanıymış gibi bahseden haberler bile yapıldı. Türkiye basınında 'eşine destek olan' ve 'çay demleyen' gibi ifadelerle anlatılan 53 yaşındaki Özlem Türeci, dünya çapında başarılı çalışmalarıyla ün kazanmış bir şirketin yöneticisi.

Türeci ve Şahin, kanser tedavileri için geliştirdikleri ilaçlar nedeniyle, aşıdan önce de Almanya’nın en zengin 100 kişisi arasındaydı. İki doktor, kanser araştırmalarında yeni bir yaklaşım izledi. Yalnızca ameliyatlara, kemoterapiye ve radyasyona güvenmek yerine, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini yok etmesi üzerinde durdular. Kanser ve diğer ciddi hastalıkların tedavisi için, immünoterapi geliştirmeye çalıştılar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni saflaşma: Rusya, Çin, Kuzey Kore… Biraz İran 02 Mart 2022 | 245 Okunma Ukrayna direnişçileri hesapları bozdu… 01 Mart 2022 | 279 Okunma En Büyük Erkek Putin mi? 25 Şubat 2022 | 181 Okunma Alevilik ve İslamcılığın sınavı 23 Şubat 2022 | 382 Okunma Sünni fetvasıyla Aleviliği tanımlamaya kalkarsanız… 22 Şubat 2022 | 319 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar