‘Ya ben öleyim mi söylemeyince’

Ruh ve kalbin Allah’ın emrinde olması, insanın bu ikili esasında maddi olmayan ve daha çok nefsin güçleri olarak ortaya çıkan şeylere karşı sürekli açık durumda olması demektir ki, önceki...

Ruh ve kalbin Allah’ın emrinde olması, insanın bu ikili esasında maddi olmayan ve daha çok nefsin güçleri olarak ortaya çıkan şeylere karşı sürekli açık durumda olması demektir ki, önceki yazılarımızda ilettiğimiz üzere Cüneyd-i Bağdâdî’nin özetle dile getirdiği şey de budur.

Bu açıklığa, maruz kalışa konumuzu edebiyattan sanata doğru genişleterek baktığımızda, her bir sanat türünün ve onlardan biri olan edebiyatın bunlardan nasibinin de farklı düzeylerde olduğunu görürüz.

Örneğin bu bakışla edebiyat hayret ve heyemana, müzik vecde bitişiktir. Burada dikkat edilmesi gereken her üç durumun da şeriat değil marifet bahsinde yer tutmasıdır. Zira şeriat zahire bakarken, marifet yukarıda zikrettiğimiz ruh ve kalp mekânlı ya da etkili emirlere tabidir.

Yeri gelmişken hemen belirtelim ki, edebiyatın şeriatta Efâl-i mükellefin’de mübah (yapılıp yapılmaması serbest bırakılmış şeyler) dairesine havale edilmesinin; marifette ise maharetle / hünerle irtibatlandırılarak insanın insanlığını gerçekleştirmesinin sebebi de söz konusu ayrımdır.

Zira mübah, nefsin insandaki -örneğin dinlenme, bayram etme, eğlenme, müzik dinleme, şiir söyleme, süsleme yapma vb.-...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi 02 Mayıs 2024 | 396 Okunma İslâmî hareketten kavramlar savaşına… 30 Nisan 2024 | 138 Okunma İslâmcılık teriminin siyasî soykütüğü 27 Nisan 2024 | 161 Okunma Siyonazilerin vasıfları 23 Nisan 2024 | 102 Okunma Altın Buzağı’dan Kızıl Düveye 20 Nisan 2024 | 263 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar