Seher, sihir ve sır

Seherde uyanıp, yerde ve gökte –tekrarı mümkün olmayan– değişmeleri temaşa ederek, onların da yaratıcısı olan Rabbe ibadet edenin sihirle işi olmaz demek, tekvin, tefekkür, keşif ve şeriat esasında...

Seherde uyanıp, yerde ve gökte –tekrarı mümkün olmayan– değişmeleri temaşa ederek, onların da yaratıcısı olan Rabbe ibadet edenin sihirle işi olmaz demek, tekvin, tefekkür, keşif ve şeriat esasında doğru bir hükümdür.

Fakat duyularının tesirinde bulunan ve onların verdiği her bilgiyi akılıyla doğrulama imkanına sahip bulunmayan insan, seherde bir sihre uğramaktan kendisini tam olarak koruyamaz. Bunun mümkün olabilmesi için, akıl da dahil her şeyin bilgisini bilenin bilgilendirdiği bir zatın bilgisine tabi olmak gerekir.

Arapça, akciğer anlamındaki shr kökünden gelen seher, es-sehar olarak tanyerinin açılmasından, günün ağarmasından hemen önceki vaktin adıdır.

Seher kelimesiyle aynı kökten gelen sihir ise, Kur’anî...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Altın Buzağı’dan Kızıl Düveye 20 Nisan 2024 | 159 Okunma Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi 18 Nisan 2024 | 913 Okunma Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek 16 Nisan 2024 | 347 Okunma Düve miti Siyonazilerin çirkin emellerini perdeler mi? 13 Nisan 2024 | 129 Okunma Ajan işi bir Gazze protestosu 11 Nisan 2024 | 207 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar