Hazreti İbrahim diyalektiği
Hz. İbrahim'in kavmi ay, yıldızlar ve güneşe taparken aynı anda bunları da sembolize eden putlara ibadet eder ve tapınırlardı. Hz. İbrahim, akıl metodu ve istidlali ile kavmini tek Allah'a yönlendirmeye çalıştı....
Hz. İbrahim'in kavmi ay, yıldızlar ve güneşe taparken aynı anda bunları da sembolize eden putlara ibadet eder ve tapınırlardı. Hz. İbrahim, akıl metodu ve istidlali ile kavmini tek Allah'a yönlendirmeye çalıştı. Tamamen farklı bir metot izleyerek tabiatın ve putların bir yaratma fonksiyonunda olamayacağını ispat etmeye yönlendi. Böylece her çağdaki İslam âlimlerini de bir metodolojinin kıyısına getirdi. "Akıl ve vahyin bileşkesi" denebilir buna. İman edene vahiyle, iman etmeyene akılla hitap edilmesi gerektiğini öğretti Hz. İbrahim.
ALLAH'A GİDEN YOL
Hz. İbrahim, Allah'ın varlığına ve birliğine inanıyordu. Ancak kavminin yola gelmesi için onlardan biriymiş gibi davranarak kavminin tapındığı tabiat varlıklarını tartışmaya açtı. Bunu yaparken akıl ve gözlemi esas aldı. Kuran-ı Kerim, Enam Suresi'nde Hz. İbrahim'in bu akıl dolu metodunu şöyle anlatıyor: "Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. 'İşte Rabbim!' dedi. Yıldız batınca da, 'Ben öyle batanları sevmem' dedi." (En'am/76).
Hz. İbrahim zayıf noktadan güçlü olana yol almayı daha doğru buldu. Gök cisimlerinin görünürde en zayıf halkası yıldızlardı. Sonra Ay'a yöneldi:...