‘Delikanlılık’

Darbeye direnişin şarkısı yazılmış: ‘Haydi birliğe büyük Türkiyem.’ Erhan Güleryüz’ün sesinden dinlerken, hareketine ‘büyük birlik’ adını veren merhum Muhsin...

Darbeye direnişin şarkısı yazılmış: ‘Haydi birliğe büyük Türkiyem.’

Erhan Güleryüz’ün sesinden dinlerken, hareketine ‘büyük birlik’ adını veren merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu hatırladım.

12 Eylül darbecilerinin işkencelerine rağmen direnişi, sonrasında tek başına çıktığı büyük birlik yolunda siyaseten rakibi olan milliyetçi-muhafazakar mahallelere ve bir dönem çatıştığı ‘karşıt ideolojik cephe’ye yönelik tutumundaki ‘delikanlı’ duruşuyla liderleşmişti.

O yüzden, öldüğünde millet ‘şehadet’ine şahitlik etti.

15 Temmuz darbe girişimi, bu şehadetin suikast olduğu şüphesini güçlendirince dosya yeniden açıldı.

Çünkü;

- Yazıcıoğlu’nun helikopterinin, darbe gecesi Ankara ve İstanbul’da olduğu gibi alçak uçuş yapan F-16’ların basıncıyla düştüğü iddiası aydınlatılmadı.

- Uçuş koordinatları bilindiği ve cep telefonu sinyali verdiği halde helikopter enkazı askeri birlikler tarafından bulunamaması açıklanamadı.

- ‘Askerler enkaza ulaştı, ancak helikopterin seyrüsefer cihazlarını sökerek suikast delillerini aldı, yaralılara dokunmadı’ iddiasının üstü örtüldü.

- Helikopterin düşmesiyle ilgili süreçte görev alan iki asker ve bir polis FETÖ bağlantılı çıktı.

***

Delikanlılık, 4 Temmuz 2014’te Sincan F Tipi Cezaevi’nde ziyaret ettiğim ‘devrimci’ Sarp Kuray’ı da hatırlattı.

Milliyetçi ve devrimci mahallelerden ‘aynı kefeye koyma’ tepkileri gelebilir; gerçekten de birçok bakımdan bunu yapamayız.

Ama en azından bazı açılardan böyle bu.

Kuray, Sivaslı bir köy çocuğu olan Yazıcıoğlu’nun aksine, eski Ankara valisi Enver Kuray’ın oğlu, Yassıada savcısı Ömer Egesel’in yeğeni olarak ‘yönetici’ sınıftan.

Deniz Harp Okulu’na yazıldı, ancak ‘sınıfını reddedince’ ordudan ayrıldı; 12 Mart 1971 Muhtırası’nda tutuklandı.

1975 affıyla Fransa’da kaçtı, 88’de örgütü kapattı ve ‘silahsız mücadele’ye geçtiğini açıkladı.

1993’te Türkiye’ye döndü ve beraat etti.

Ancak yeniden yargılandı ve 12 yıl sonra ‘Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs’ten müebbete mahkum edildi.

Görüştüğümüzde Yargıtay müebbet kararını yeni onamıştı; tam 16 yıl sonra!

Aynı günlerde Anayasa Mahkemesi özgürlükçü kararlar veriyor, Ergenekon ve Balyoz davalarının ‘kumpas’ olduğu ortaya çıkıyor, tutukluları/hükümlüleri serbest bırakılıyordu.

O günlerde Kuray gibi, cezaevinde olan İBDA/C hükümlüsü Salih Mirzabeyoğlu ve 14 yaşındayken 28 Şubat yargısına takılan Yakup Köse için ‘özgürlük bekliyorlar’ diye yazmıştım.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
HDP sıtmaya razı oldu, Özdağ'la aynı adaya oy istedi 26 Mayıs 2023 | 249 Okunma Türk'ün anlamını daraltmayalım, yeter… 23 Mayıs 2023 | 331 Okunma Kılıçdaroğlu CHP'yi Zafer'e taşıdı! 19 Mayıs 2023 | 2.276 Okunma Gençlere karşı ‘üçkağıt' yapılmaz 17 Mayıs 2023 | 284 Okunma Anadolu Ajansı, seçim sonuçlarını nasıl veriyor? 16 Mayıs 2023 | 503 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar