Zorba Tramp’tan lider çıkmaz

Hint kumaşı vardır, İngiliz kumaşı vardır. Onlardan daha değerli olan bir kumaş vardır ki o da lider kumaşıdır. Tramp tam aksini düşünüyor ama onda o kumaştan hiç yok. Sadece, akran zorbalığı yapan tosuncuklar gibi davranıyor. Böyle liderlik olmaz. Ağzına geleni söylüyor. Dili ile kafası arasında bir bağlantı olduğu şüpheli. Böyle liderlik olmaz. Diplomasinin bütün kurallarını yerle bir ediyor. Konuk gelen devlet başkanıyla kavga ediyor, onu azarlıyor, parmak sallıyor. Böyle bir teamül yok. Böyle

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Hint kumaşı vardır, İngiliz kumaşı vardır.

Onlardan daha değerli olan bir kumaş vardır ki o da lider kumaşıdır.

Tramp tam aksini düşünüyor ama onda o kumaştan hiç yok. Sadece, akran zorbalığı yapan tosuncuklar gibi davranıyor. Böyle liderlik olmaz.

Ağzına geleni söylüyor. Dili ile kafası arasında bir bağlantı olduğu şüpheli. Böyle liderlik olmaz.

Diplomasinin bütün kurallarını yerle bir ediyor.

Konuk gelen devlet başkanıyla kavga ediyor, onu azarlıyor, parmak sallıyor.

Böyle bir teamül yok. Böyle bir liderlik yok.

ABD ABD, “oval ofis” oval ofis olalı, böyle bir diplomatik görüşme görmedi.

Hemen kayıtlara bakalım.

*

Bir muhabir: Takım elbiseniz yok mu? Niye hiç giymiyorsunuz?

Zelo: Var da biraz dar geliyor. Savaştayız, Ruslar terzimi vurdu. Savaş bitince takım elbise giyeceğim. Yeni bir terzi arıyorum.

Tramp: Bizim sözümüzü dinlemelisin. ABD olmasaydı, ülken ne halde olurdu, bir düşün. Nadir elementleri bize vermelisin.

Zelo: Ülkemi satmam. Bu iş karakolda bitecek gibi görünüyor. Bugün okyanus manzaranız var ama yarın ne olacağı belli değil. Başınız derde girebilir.

Tramp: Bizi tehdit edemezsin. Sen kimsin?

Zelo: Tehdit etmedim. Gerçek bu.

Tramp: Ben Baydın değilim, Obama değilim. Obama çarşaf göndermişti, biz füze gönderdik.

Zelo: Ama çarşaflar tertemizdi.

Tramp: Sana o kadar yardım ettik, teşekkür etmiyorsun. Minnet görmek istiyorum, göremiyorum. Biz olmasak sen bir hiçsin.

Zelo: Teşekkürler Amerika, teşekkürler, teşekkürler, çok teşekkürler.

Tramp: Saygısız davranıyorsun. Elinde hiç koz kalmadı. Üçüncü dünya savaşı üzerine kumar oynuyorsun.

Zelo: Ben kumar sevmem, oynamam. Ülkemi savunuyorum sadece.

Vens: Savaşacak askerin bile kalmadı.

Zelo: Gel de gör.

Tramp: Eğer biz yardım etmeseydik, Rusya sizi iki hafta içinde yenerdi. Ülkeni dümdüz ederdi.

Zelo: Putin de öyle söylüyordu. Üç günde Ukrayna’yı alacaktı.

Vens: Yanlış yapıyorsun. Ülken kaybediyor, yakında tamamen elinden gidecek.

Zelo: Madem başkan yardımcısı da gelip başkanın yanında bana parmak sallayacaktı, söyleseydiniz ben de yanımda uzun parmaklı bir yardımcı getirirdim.

Tramp: “Madem” dedin de aklıma geldi, madem madenleri vermeyecektin buraya niye geldin?

Zelo: Siz davet ettiniz geldim. Burada ülkemi temsil ediyorum. Ülkemin onuru ve çıkarları önde gelir.

Tramp: At imzayı, ver madenleri.

Zelo: Atmam, vermem. Ben Ukrayna halkının seçtiği bir başkanım. Ülkeme el koyamazsınız.

Tramp-Vens: Yanılıyorsun. Seni seçen halkın değil. Onlar sadece sandığa gidip oy verdi. Seni oraya getirenler, yakında seni oradan indirecek ve yerine başka birini getirecek olanlardır, bilmiyorsun.

Zelo: Bizi kumpasa getiremezsiniz. Bir yazar “ülkesini savunan daima haklıdır” der. Siz dikkat edin, bizi yok etmek isterken kendiniz devrilmeyin.

Tramp: Yumruk atmamak için kendimi zor tutuyorum.

Vens: Ben de haşmetli kralım, ben de…

ABD korosu: Beyaz Saray’ı derhal terk etmeniz gerekiyor.

Zelo: Siz beni kovamazsınız, ben kendi kararımla gidiyorum.

Vens: Tutalım mı yüce kralım?

Tramp: Elleme gitsin.

*

Kavganın sonunda ayrılış nasıl oldu, tokalaşma var mı, belli değil. Kaynaklar o konuda bilgi vermedi.

Zelo ABD’den ayrılır ayrılmaz soluğu Londra’da aldı. Okyanusu geçerken nefesini nasıl tuttuğuna dair bir açıklama yok. Oradan İngiliz kumaşı alır mı yeni bir takım elbise için, bilmiyoruz.


BOZKURT İŞARETİ

Tramp Zelo’ya parmak sallarken bir ara eliyle bozkurt işareti yapmaya çalışmış fakat başaramamış. Görüntülerden tespit ettik.


MASK’IN DEĞERLENDİRMESİ

Mask: Amerikan halkının gözünde Zelo’nun itibarı yerle bir oldu.

Dünya: Dünya halklarının gözünde Tramp’ın itibarı da ABD’nin itibarı da yerle bir oldu.


TEVİL YOLU AÇIK

Zelo iki hafta önce ülkemize geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan onu şemsiyenin altına almış, yağmurdan korumuştu. Bu sahneyi hepimiz çok iyi hatırlıyoruz.

Ancak, söz açılınca Trampçılar tevil yoluna gidebilir. “O gün Vaşinton’da yağmur yoktu ki…”


KIYAFET MESELESİ

Dünya siyaset sahnesi, kendine has kıyafetleri olan kişileri gördü, tanıdı, kabul etti. Yaser Arafat, Muammer Kaddafi, Fidel Kastro ilk akla gelenler.

Milyarlar saçan Suudi Prensi Selman da onlar gibi hiçbir zaman takım elbise giyip kravat takmadı.

Papa ile görüşen devlet başkanları da onun kıyafetini yadırgamayı zerre kadar bile aklından geçirmedi.

Elın Mask’ın kot pantolon ve tişört giyip şapka takmasından kimse rahatsız olmadı. Dalay Lama’yı da yadırgamazlar ama Zelo’yu hep birden kalayladılar.

Sıra Zelo’ya gelince “laga luga” daha ilk anda başladı; karşılama sırasında. Aktörler yarıştı, seyrettik. Ayıp.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Gemiyle tarihte yolculuk 05 Aralık 2025 | 112 Okunma “Arının” demişti 02 Aralık 2025 | 29 Okunma Seyreyle güzel 28 Kasım 2025 | 59 Okunma Kemal Bey kükredi: Hesap vereceksin, kaçamazsın! 25 Kasım 2025 | 129 Okunma Bir numaralı tehdit Türkiye 21 Kasım 2025 | 92 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar