Bizim göğsümüz kabarırken, Gezicilerin kudurmasına az kaldı

Bütün millet iftihar ederken, ‘Geziciler’ kuduruyor. Kudursunlar. Ko dursunlar. Yel, kayadan ne aparır? Mesele üç tane ağaç değildi, onu hepimiz anladık. Sağır sultan bile duydu, öğrendi. Zaten...

Bütün millet iftihar ederken, ‘Geziciler’ kuduruyor. Kudursunlar. Ko dursunlar. Yel, kayadan ne aparır?

Mesele üç tane ağaç değildi, onu hepimiz anladık. Sağır sultan bile duydu, öğrendi.

Zaten açıkça itiraf etmişlerdi.

Üçüncü köprüye karşı çıkıyorlardı, yapıldı, bitti.

Üçüncü havalimanına karşı çıkıyorlardı, işte o da açıldı.

Vaktiyle önceki köprülere de itiraz etmişlerdi.

Arşivdeki gazetelere ulaşabilirseniz açın okuyun, 70’li yıllarda ilk köprü yapılırken nasıl köpürdüklerini görürsünüz.

*

İstanbul’un iki yakasını birleştirmek, bu modellerin işine gelmiyor nedense.

Hiç hazzetmiyorlar.

Marmaray’a da karşıydılar.

Avrasya Tüneli de tüylerini diken diken etmişti.

Nedir dertleri, anlamak zor.

İki yaka ayrı birer ülke gibi mi kalsın istiyorlar?

Gidilip gelinmesin, kıt imkânlarla, sadece yolcu vapurları ve feribotlarla geçilsin mi istiyorlardır nedir?

O tünelden geçmeyeceğini, Marmaray’a binmeyeceğini, köprüleri kullanmayacağını bas bas bağırarak ilan edenler, karşıya yüzerek mi geçmek istiyorlar?

Kayıkla mı karşı yakaya ulaşmak arzusundalar?

Kayıkçı kürek çekecek, bunlar da sohbet açıp, “Ee, anlat bakalım usta, ne olacak bu memleketin hali?” diye geyik muhabbeti mi yapacaklar?

Özledikleri bu mudur?

Yüz yıl önceki gibi, iki yüz yıl önceki gibi.

*

E hani muasır medeniyet seviyesine ulaşacaktık?

Yakalamakla kalmayacak, geçecektik?

Ne oldu?

Nasıl yakalayıp geçeceğiz?

Yerimizde oturarak mı?

Yan gelip yatarak mı?

Bu takımın derdi, yalnızca İstanbul’un iki yakasının bir araya gelmemesi değil, aynı zamanda ülkenin de iki yakası bir türlü bir araya gelmesin.

Gelişmeye, ilerlemeye dair bir hareket olunca, tepinmeye başlıyorlar.

Yakıp yıkıyorlar, küfürler ediyorlar.

Kafayı çekip çekip bağırıyorlar.

Vitrinler yere indiriliyor, bankamatikler parçalanıyor…

Yine de içindeki paraları ortalığa saçmayı beceremiyorlar ya, onca çaba boşa gitmiş oluyor, yazık…

Polis araçları yakılıyor.

Sivil vatandaşların araçları tepe taklak ediliyor.

Can kurtaran araçları bile taşlanıyor, devriliyor, yakılıyor.

Bunların eylem anlayışı işte böyle.

Sorsak, insan sevgisinden, doğa sevgisinden bahsederler.

Çevrecilikte üstlerine kimseyi tanımazlar.

Accayip hümanisttirler, barışçıdırlar…

Hâlbuki insan sevgisini, çevreciliği bunların kafasına çivi gibi çekiçle çaksan durmaz.

*

Vaktiyle Sabiha Gökçen Havalimanı yapılırken de itiraz etmişlerdi, açılırken de.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bize lütfen bir avuç toprak bırakmışlar 19 Nisan 2024 | 136 Okunma Vah zavallı İsrail 16 Nisan 2024 | 166 Okunma İyi ki o dönem televizyon yokmuş 12 Nisan 2024 | 87 Okunma Hazırlıklı olsunlar 09 Nisan 2024 | 256 Okunma Kibir hastalığının kaynağı ve birlik konusu 05 Nisan 2024 | 155 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar