Beyaz Saray’ı bile verse Gazze halkını kandıramaz
Askerî helikopterin yolcu uçağına çarptığı kaza sonrası Tramp sert bir açıklama yaptı. Yaklaşık yirmi cümle kurdu, önceki yönetimi suçladı ve her cümlesinde “zekâ”ya vurgu yaptı. Açıkça anlaşılıyor ki Tramp zekâya çok önem veriyor. Kendini fazlasıyla zeki görmese, böyle konuşmazdı. Yanlış da değil, gayet zeki bir adam. Onunla görüşenlerin bu açığını kullanması, rüşvet-i kelâm kabilinden birkaç cümle kurarak “ne kadar zeki biri olduğunu” söylemesi muhtemeldir. Zepzeki desek yakışır. Putin şimdiden
Askerî helikopterin yolcu uçağına çarptığı kaza sonrası Tramp sert bir açıklama yaptı. Yaklaşık yirmi cümle kurdu, önceki yönetimi suçladı ve her cümlesinde “zekâ”ya vurgu yaptı.
Açıkça anlaşılıyor ki Tramp zekâya çok önem veriyor.
Kendini fazlasıyla zeki görmese, böyle konuşmazdı. Yanlış da değil, gayet zeki bir adam.
Onunla görüşenlerin bu açığını kullanması, rüşvet-i kelâm kabilinden birkaç cümle kurarak “ne kadar zeki biri olduğunu” söylemesi muhtemeldir. Zepzeki desek yakışır.
Putin şimdiden peşreve başladı bile.
Bu zaafı en iyi değerlendirecek kişilerden biri de Netanyahu şüphesiz.
Gerçi Neto pohpohlayan tek kelime etmese bile, Tramp İsrail’e bütün gücüyle destek olacak.
Önceki beyanlarından biliyoruz. İstiareden değil.
*
Tramp, Gazze halkını Ürdün ve Mısır’a tatlı dille sürmek istiyor. “Ben deyince inanırlar” düşüncesinde. Üstelik cazip bir teklif sunduğunu sanıyor.
Ürdün ve Mısır yönetimi bu fikri itiraz ederlerse ne olacağı sorulunca, kendinden gayet emin şekilde cevap verdi.
“Bana hayır diyemezler. Baydın’a derlerdi, bana demezler” diye başladı, kendi hayat anlayışına göre konuşmasını sürdürdü.
“İyi, rahat evler yapalım onlara. Başka yerler de var. Bir savaş bölgesinde hiç kimse yaşamak istemez. Bunun sonu ölüm olur. Kimse ölmek istemez. Onlar Gazze’ye geri dönmek istemeyecekler. Ev kalmamış, her taraf yıkılmış, binalar yıkılıp toz olmuş. Niye dönsünler?”
*
Gazze’de yaşayan Filistinliler için, ev nedir, toprak nedir, vatan nedir, Tramp’ın haberi yok.
Şehit olmak ne anlama gelir, bilmiyor.
Bilemez, anlayamaz. Üç gün bir odaya kapatıp aralıksız anlatsak yine kavrayamaz.
Bin defa “Vatan sevgisi imandandır” desek anlayamaz.
Dünyaya nasıl bakıyorsa, Gazze’yi de öyle algılıyor.
Rahat evler verileceğini söyleyerek, Gazze halkını hemen tavlayacağını sanıyor.
Vatan toprağında bir küçük kulübe, yaban ellerindeki saray gibi evlerden daha makbuldür.
Ateşkes başlayınca Gazze’nin güneyinden kuzeye doğru yürüyen insanları görmedi herhâlde.
Gördüyse bile spor niyetine yürüdüklerini düşünmüş belli ki.
Vatan sevgisi aklına gelmemiştir. Yıkık dökük de olsa evinin olduğu yere kavuşmak isteyen insanlar kilometrelerce aralıksız yürüdüler. Yüzyılın en muhteşem yürüyüşüydü o sahne. Bir filmin gösterişli bir parçası değildi. Bir halkın şanlı direnişiydi, müthiş sabrıydı, çelik gibi iradesiydi. Vatanına sahip çıkmasıydı. Baskılara, bombalara, tanklara meydan okumasıydı.
Bunlar, bir Amerikalının anlayamayacağı konular.
*
Tramp, harita önünde İsrail’in kapladığı alanı pek küçük bulduğunu söyledi.
Amerikalılar her şeyin büyüğünü sever.
Evin, arabanın, ülkenin, yemeğin, paranın, her şeyin en büyüğüne lâyık olduğunu düşünür, tercihlerini o yönde kullanırlar.
İtalya’da ve Japonya’da çokça kullanılan minicik otomobilleri ABD’de kimse tercih etmez. Arabadan bile saymazlar onu.
O gözle İsrail haritası bir kalem kadar görünebilir gözüne.
Pek sevdiği için de büyütülmesini isteyecektir. İstiyor nitekim. Kanada ile Grönland’ı almak istemesinde, büyük merakının da etkisi olsa gerek.
İsrail bütün bölgeye hâkim olsa, bir ucu Avrupa’ya bir ucu Çin’e dayansa Tramp mutlu olur.
“ABD’nin kardeş ülkesi de işte böyle büyük olmalıydı zaten” diye açıklamalar yapar.
Netanyahu’nun hayâline açıkça ortak olduğunu belli eden Tramp, o hayâlin gerçekleşmesi için katkıda bulunmaktan dolayı kasılır. Yetmez gerinir. O da yetmez, geğirir.
