Washington’ın yeni efendileri: ‘Algoritmik Oligarklar’
Kuruluşundan 1970'lere kadar, 'Avrupa' zarafetinin gölgesinde hareket eden bir Amerika vardı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Washington, yeni dünya düzenini kendi hegemonyasında kurarken, hayırhah bir anlayışı...
Kuruluşundan 1970'lere kadar, 'Avrupa' zarafetinin gölgesinde hareket eden bir Amerika vardı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Washington, yeni dünya düzenini kendi hegemonyasında kurarken, hayırhah bir anlayışı önceliklendirerek, 'kalkınma' ve 'kurumsallık' üzerine bir küresel yapı kurgulamıştı. Marshall Planı, Bretton Woods Sistemi, OECD ve NATO... Hepsi Avrupa'nın diplomatik nezaketiyle Amerikan gücünü harmanlayan bir stratejinin parçalarıydı. ABD, o dönemde hem koruyucu, hem düzen kurucu bir güçtü. Ama, bu zarafet uzun sürmedi. 1960'ların sonlarında Washington'un koridorlarında yeni bir dil duyulmaya başladı: Neoconların sert üslubu.
Neoconlar, hayırhah bir hegemonya yerine, mutlak bir hegemonyayı; dünyayı ikna etmenin değil, hizaya getirmenin peşindeydiler. Ürkütücü bir şekilde, 1980'lerle birlikte bu anlayış devlet aklının merkezine yerleşti. ABD ekonomik, siyasi ve askeri operasyonlarda adım adım hırçınlaşma, fütursuzlaşma dozajını arttırdı. Bugün 'Epstein Skandalı'na kadar uzanan bir 'Ahlaki Erozyon' derinleşti. 'Demokrasi ihracı' adı altında yutturduklarını zannettikleri her operasyon, aslında...