Ekonominin güvenliği ve ‘agresif’ sanayi politikası

Batı dünyasını temsil eden tüm uluslararası teşkilat ve düşünce kuruluşlarında, bilhassa son bir yıldır iki önemli konu farklı boyutlarıyla öne çıkıyor. İlki 'ekonominin...

Batı dünyasını temsil eden tüm uluslararası teşkilat ve düşünce kuruluşlarında, bilhassa son bir yıldır iki önemli konu farklı boyutlarıyla öne çıkıyor. İlki 'ekonominin güvenliği', ikinci başlık ise 'agresif sanayi politikası'. Her iki başlığın da özünde bir ülkeyi veya ülkeler grubunu olumlu yönde etkileyen; ama, bir o kadar da olumsuz yönde etkileyen boyutları söz konusu. İki siyah kuğu, küresel virüs salgını ve üstüne gelen Rusya-Ukrayna Savaşı, malum, 'kendine yetebilen ülke olma' ve 'stratejik otonomi' kavramlarını gündemin ilk sıralarına oturttu. Günümüzde, tarım-gıda, enerji, dijital teknolojiler ve savunmagüvenlik alanlarında kendine yetebilen ülke olmak, beraberinde ekonominin güvenliğine dair önemli kabiliyetler kazandırıyor.
Bununla birlikte, ülkeler artık 'ekonominin güvenliği' kavramını kendisine yönelmiş doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını gözden geçirmek ve iyi analiz etmek, o ülkenin dünyanın başka coğrafyalarında kendi sermayesi ile yaptığı doğrudan yatırımlarını da doğru ülkelere, doğru paydaşlara...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Monroe 2.0 ve Türkiye-ABD ilişkilerinin yeni eşiği 05 Aralık 2025 | 10 Okunma 2026: Büyük ekonomilerin ‘dirençlenme’ yılı 03 Aralık 2025 | 34 Okunma ‘İyiliğin İnşası’nda Türkiye’nin Küresel Rolü 01 Aralık 2025 | 43 Okunma İkame edilemez ülke: Türkiye 28 Kasım 2025 | 75 Okunma Jeopolitik Türbülans ve Ekonominin Güvenliği 26 Kasım 2025 | 41 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar