Çarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek…
Hayatta her zaman bu fark var elbette: Bir olan bitenler var, bir de olması gerekenler.Gündelik hayatta, “Teori ve pratik arasındaki fark” deyip geçebilirsiniz ama söz konusu olan hukuk devleti, hukukun üstünlüğü gibi...
Hayatta her zaman bu fark var elbette: Bir olan bitenler var, bir de olması gerekenler.
Gündelik hayatta, “Teori ve pratik arasındaki fark” deyip geçebilirsiniz ama söz konusu olan hukuk devleti, hukukun üstünlüğü gibi insanlığın yüzyıllarca uğraştıktan sonra geliştirdiği, Türkiye’de bile uğrunda nice fedakarlıklar yapılmış kavramlar olunca konu bu kadar basit olmuyor.
Bizim “hukuk devleti” ve “hukukun üstünlüğü” dediğimiz kavramın İngilizcesi “Rule of law.”
Sözlük veya ansiklopediyi açtığınızda bu kavramın karşılığı son derece basit: “Tüm vatandaşların kanun önünde eşitliğini destekleyen, keyfi olmayan bir yönetim biçimini güvence altına alan ve daha genel olarak keyfi güç kullanımını engelleyen mekanizma, süreç, kurum, uygulama veya norm.” (Encyclopædia Britannica)
Burada bu yazı bakımından önemli olan kavram “keyfi olmayan yönetim biçimi” kavramı. Yani kural vardır ve herkese eşit uygulanır; bir iktidar veya kral canı istediğinde canının istediği kişiye kuralı uygulayıp istemediğine uygulamamazlık edemez.
Hukuktur üstün olan ve kral da olsa cumhurbaşkanı da olsa herkes aynı kurala uyar, uymak...