Yerinde kentsel dönüşüm: Uzunçarşı örneği

Epeyce zamandır, daha doğrusu son halini ilk kez gördüğümden bu yana “Sakarya Uzunçarşı’yı yazmam gerekir” diyorum kendi kendime. Epeyce gecikti, nasip bugüneymiş.“Yerinde kentsel...

Epeyce zamandır, daha doğrusu son halini ilk kez gördüğümden bu yana “Sakarya Uzunçarşı’yı yazmam gerekir” diyorum kendi kendime. Epeyce gecikti, nasip bugüneymiş.

“Yerinde kentsel dönüşüm” kavramını, teknik bir kavram gibi değerlendirmeye yatkın değilim. Daha doğrusu bu kavramı sadece “teknik bakımdan” ele almayı yanlış buluyorum. Şehir planlamacılarının ve yerel yönetim amirlerinin ekserisi bu kavramı “eskimiş yapının üzerine yenisini yapmak” olarak ele alıyor. “Teknik bakımdan” dediğim bu. Oysa kavram bundan ibaret değil.

O halde önce kavram üzerinde anlaşalım. “Yerinde kentsel dönüşüm”, mimari yaklaşımı, sosyolojiyi, insan hareketini koruyarak elde edilen “rant bağımsız” dönüşümü ifade eder.

Sözgelimi Bursa şehir merkezindeki o TOKİ ucubeleri bu meselenin son derece olumsuz bir örneğidir. Bir kere rant temellidir. Şehrin mimari yapısını, etraftaki yapıların kat sayısını hiç dikkate almamıştır. Sosyolojiyi ise hiç hesaba katmamıştır. İlgili mahallede oturan insanların bu evlerden hâsıl olacak rantı elde edip “kendi sosyolojilerine uygun bir başka mahalleye taşınmaları” fikrine yaslanır. Elimde bir istatistik yok tabii, fakat edindiğim izlenim, arsa sahiplerinin o evlerde oturma oranlarının yüzde onu geçmediği yönünde.

İstanbul’da Fikirtepe ve Sulukule’nin kentsel dönüşüm hikâyeleri de tam böyledir. Rant temelli dönüşümle mahallenin eski sakinlerini oralardan uzaklaştırıp yeni bir sosyolojiyi buraya taşımak fikrine dayanır. Aslına bakılırsa bu bir dönüşüm değil, daha ziyade “değişim”dir yani. Bu değişimi “cebren” yapmanız gerekmez üstelik. Şehrin merkezinde “yanlışlıkla” bulunan insanlar zaten giderler ortaya koyduğunuz modelle. Ankara Hacıbayram’da böyle oldu bu, Çinçin’de böyle oldu; İstanbul’da Süleymaniye’de böyle oluyor bu. Rant ile birlikte sosyoloji de kökünden değişiyor, yumuşak geçişle değiştiriliyor.

Ben bu durumda “köklülük” ile ilgili bir sorun görüyorum elbette. O yüzden, dönemin Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın ilçedeki Roman mahallesine yaptığı “size göre konutlar, sosyal yapılar üretelim, yaşam şartlarınızı düzeltelim” teklifi beni çok heyecanlandırmıştı. Proje akamete uğramadıysa şu aralar bitmiş olmalı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 434 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 908 Okunma Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 954 Okunma Yavaş orman 14 Nisan 2024 | 291 Okunma Sosyal çürüme yazıları 1: Üçüncü sayfa cumhuriyeti 13 Nisan 2024 | 759 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar