Off, gençliğim eyvah!..
Bundan yüz on sene evvel, Türk gençliğinin üzerine kâbus gibi çöken, dünya harbinin feci tahribatına acıklı türküler yakılıyordu… Çanakkale içinde vurdular beni, ölmeden mezara koydular...
Bundan yüz on sene evvel, Türk gençliğinin üzerine kâbus gibi çöken, dünya harbinin feci tahribatına acıklı türküler yakılıyordu… Çanakkale içinde vurdular beni, ölmeden mezara koydular beni. Off, gençliğim eyvah!
Henüz hayatının baharında, orta öğretim çağında; ebeveynlerinin göz bebeği, imkânlar dâhilinde istikbale hazırlanan en genç kuşağımızı vurdu Çanakkale Harbi!.. Asgari bir askerlik eğitimi alma fırsatı bile bulamadan cepheye sürüldü o genç kuşak… Kimisi hayatında ilk defa eline silah alıyordu. Kimininse boyu dahi tüfekten kısa kalıyordu! Öyle bir felaketti işte… “Çanakkale içinde vurdular beni, ölmeden mezara koydular beni. Off, gençliğim eyvah!” Tam yüz on sene yani dört kuşak evvel; dünya siyasi ve askerî şartlarının gerektiği gibi değerlendirilememesinin sonucu olarak, memleketimiz bu felaketi yaşamıştı. Bu derin yaranın sızısını hâlâ hissediyoruz. Şöyle ki, ülkenin istikbali olan gençliğin kıymeti ve ne mana ifade ettiği, tek başına ve en çarpıcı şekilde Çanakkale Harbi hikâyesinde mevcuttur… Ve bugün bu kıymetli...