İyiliğin yurdundayız

Yabancı bir ülkede, bahçe sahibi topladığı elmaların fazlasını başkaları da yesin diye poşetlere doldurup çitlere asmış. Bunu gören bir vatandaşımız, hemen fotoğrafını çekip...

Yabancı bir ülkede, bahçe sahibi topladığı elmaların fazlasını başkaları da yesin diye poşetlere doldurup çitlere asmış. Bunu gören bir vatandaşımız, hemen fotoğrafını çekip sosyal medya hesabından paylaşmış. Temennisi: “Dilerim güzel ülkem de bir gün bu medeniyet seviyesine ulaşır.”

Yirmi yıl boyunca, sistemli bir şekilde ve kendi imkânlarımızla, ülkemizin birçok yerini gezdik. Sayısız insan ve iyilik hikâyesi biriktirdik. Halinden memnun aziz hatıralarımız oldu.

En yenisinden başlayalım. Her sene, mevsimi gelince, Geyve ilçesine kiraz yemeye gidiyoruz. Bu sene biraz geciktik. Ancak geçtiğimiz pazar günü gidebildik. Ovadaki bahçelerde kiraz kalmamış. Hepsi toplanmış. Artık yüksek rakımlı bahçelere bakacağız. Selçuk kardeşimiz her ihtimale karşılık önceden hazırlık yapmış. Bir dağ köyünde (Hacılar) kiraz bahçesi ayarlamış. Gittiğimizde, bahçedeki kirazlar evin hanımı tarafından toplanıyordu. Gayet kibar bir şekilde karşılandık. Gözümüze birkaç ağaç kestirip güzelce kiraz yedik. Ev sahibinin yüzünde memnuniyet ifadesinden başka bir şey görmedik. Allah ondan razı olsun.

Geçmiş gün. Konu yine kiraz. Bilecik iline bağlı Gölpazarı ilçesine yolumuz düştü. Orada hiç tanıdığımız yok. Gelincik tarlasını andıran kiraz bahçeleri arasında dolaşıyoruz. Dallar dolu, bahçeler boş. Sonunda kiraz toplayan bir aile bulduk. Selam verdik. İstanbul’dan geldiğimizi ve kiraz yemek istediğimizi söyledik. Teklifimiz şu: Ağacın birinden kiraz yiyelim, biraz da toplayalım, ücreti neyse ödeyelim. Bahçe sahibi, bu sözlerimizi tebessümle dinledikten sonra şunu dedi: “Buyurun, bahçe sizindir.”

Yedik, topladık ve kafamızda oluşan rakamı teşekkür eşliğinde bahçe sahibine uzattık. Israr etmemize rağmen almadı. Ağzından sadece bir cümle çıktı: “Dua edin, yeter.” Eyvallah.

Hep kirazdan gidiyoruz. Dağın alnına kurulmuş olan tarihi Akdoğan köyünün kıraathanesinde sohbet edip çay içiyoruz. Bir ara kiraz lafı geçti. Yan masada oturan bir amca hızlıca yanımıza geldi. Selam verdi. Dağların arasında bir kiraz bahçesi yapmış. Israrla bizi oraya davet ediyor. O önde, biz arkada, bahçeye doğru yürüyoruz. İşte geldik. Eşsiz güzellikte bir kiraz bahçesi. Saklı cennet. Bizi sevinçle seyrediyor. Yaşar Amca ile ahbap olduk. Birkaç sene sonra tek erkek evladı vefat etti. Hemen peşinden kendisi de aramızdan ayrıldı. Cenazesine katılamasak da mezarına gittik, duamızı ettik. Mekânı cennet olsun.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kastamonu hakkında 28 Eylül 2019 | 515 Okunma Ölümle ilgili 25 Eylül 2019 | 586 Okunma Son zamanlar 21 Eylül 2019 | 270 Okunma Buradan bakınca 18 Eylül 2019 | 3.025 Okunma Takip mesafesini korumak gerekiyor 14 Eylül 2019 | 389 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar