Özbekistan’la yeniden kavuşmamız
Taşkent ve Buhara Türkiye Cumhurbaşkanlığı forsundaki 13. yıldızı temsil eden Büyük Timur İmparatorluğu'nun devamı olan kardeş ve dost ülke Özbekistan'dayız. Yirmi beş yıl sonra ilk kez bir...
Taşkent ve Buhara
Türkiye Cumhurbaşkanlığı forsundaki 13. yıldızı temsil eden Büyük Timur İmparatorluğu'nun devamı olan kardeş ve dost ülke Özbekistan'dayız. Yirmi beş yıl sonra ilk kez bir Türkiye Cumhurbaşkanı'nı ağırlayan bu Türk yurdunda, devlet heyetimiz en üst düzeyde ağırlandı. Başkent Taşkent'te, Cumhurbaşkanlığı'na ait Göksaray'da kalan Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük coşkuyla karşılandığı Meclis-i Âli'ye de hitap etti.
Özbekistan'ın, kendisini tanıyan ilk ülke olan Türkiye ile ilişkileri önceki Cumhurbaşkanı Kerimov'a karşı yapılan darbe teşebbüsünde de payı bulunan FETÖ sebebiyle uzun yıllar sekteye uğradı. Ancak ilişkiler Cumhurbaşkanı Kerimov'un vefâtının ardından başa gelen Mirziyoyev ile Cumhurbaşkanımızın kurduğu sıcak ilişkiler sayesinde hızlı bir iyileşme dönemine girdi. Orta Asya'daki tüm ülkelerle sınır komşusu olan, Orta Asya turizminin yarısına tekabül eden potansiyeli, 33 milyonluk nüfusu ve jeo-politik açıdan kilit ülke konumuyla Özbekistan, sadece Türk dünyası ile ilişkilerimiz açısından değil, bölgedeki konumumuz açısından da hayatî bir öneme sahip.***
Şu anda Özbekistan'ın dış ticaret yaptığı ilk beş ülke arasındayız. Ayrıca Özbekistan, Türk vatandaşlarına bir aylık vize muafiyeti de sağladı. Turizm, inşaat ve bankacılık alanında çok önemli işbirlikleri hayata geçiyor.
Ziraat Bankası, Özbekistan'daki ilk %100 yabancı sermayeli banka oldu.
Stratejik ortaklık düzeyine gelen ilişkilerimiz sayesinde sadece geçen sene beş kez Özbekistan- Türkiye İş Forumu gerçekleştirildi.
Ziyaretin ikinci gününde, Özbekistan Cumhurbaşkanı ve eşinin de katılımıyla, Ehl-i Sünnet için en değerli eserlere imza atmış muhaddis İmam-ı Buharî'nin memleketi Buhara'ya geçildi. İlkin Nakşibendi tarikatının isim babası olan Şah-ı Nakşibendi Seyyid Muhammed Bahauddin'in türbesinde Kur'an tilaveti dinlendi ve dualar edildi. Ardından 4. yüzyılda inşa edilen Ark Kalesi ve âşık olunacak güzellikteki Mir Arap Medresesi'ni de içeren Poyi Kalon Külliyesi'ne geçildi.
Tarihî kervansaray ve çarşıyı gezerken güler yüzlü Özbek vatandaşlarıyla da sohbet etme imkânı bulduk. Halkın Türk dizilerine ve sanatçılarına ilgisine, Türkçe sevgisine ve ülkemize olan teveccühüne de birebir şahit olduk. Benim için en mutluluk verici olansa çok rahat Türkçe anlaşabilmemiz oldu.
Özbekistan, uzun yıllar sonra kavuştuğumuz kardeşimiz gibiydi. Kaybettiğimiz yirmi yılı telafi etmek için ne yapsak az.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı forsundaki 13. yıldızı temsil eden Büyük Timur İmparatorluğu'nun devamı olan kardeş ve dost ülke Özbekistan'dayız. Yirmi beş yıl sonra ilk kez bir Türkiye Cumhurbaşkanı'nı ağırlayan bu Türk yurdunda, devlet heyetimiz en üst düzeyde ağırlandı. Başkent Taşkent'te, Cumhurbaşkanlığı'na ait Göksaray'da kalan Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük coşkuyla karşılandığı Meclis-i Âli'ye de hitap etti.Özbekistan'ın, kendisini tanıyan ilk ülke olan Türkiye ile ilişkileri önceki Cumhurbaşkanı Kerimov'a karşı yapılan darbe teşebbüsünde de payı bulunan FETÖ sebebiyle uzun yıllar sekteye uğradı. Ancak ilişkiler Cumhurbaşkanı Kerimov'un vefâtının ardından başa gelen Mirziyoyev ile Cumhurbaşkanımızın kurduğu sıcak ilişkiler sayesinde hızlı bir iyileşme dönemine girdi. Orta Asya'daki tüm ülkelerle sınır komşusu olan, Orta Asya turizminin yarısına tekabül eden potansiyeli, 33 milyonluk nüfusu ve jeo-politik açıdan kilit ülke konumuyla Özbekistan, sadece Türk dünyası ile ilişkilerimiz açısından değil, bölgedeki konumumuz açısından da hayatî bir öneme sahip.
Ziraat Bankası, Özbekistan'daki ilk %100 yabancı sermayeli banka oldu.
Stratejik ortaklık düzeyine gelen ilişkilerimiz sayesinde sadece geçen sene beş kez Özbekistan- Türkiye İş Forumu gerçekleştirildi.
Ziyaretin ikinci gününde, Özbekistan Cumhurbaşkanı ve eşinin de katılımıyla, Ehl-i Sünnet için en değerli eserlere imza atmış muhaddis İmam-ı Buharî'nin memleketi Buhara'ya geçildi. İlkin Nakşibendi tarikatının isim babası olan Şah-ı Nakşibendi Seyyid Muhammed Bahauddin'in türbesinde Kur'an tilaveti dinlendi ve dualar edildi. Ardından 4. yüzyılda inşa edilen Ark Kalesi ve âşık olunacak güzellikteki Mir Arap Medresesi'ni de içeren Poyi Kalon Külliyesi'ne geçildi.
Tarihî kervansaray ve çarşıyı gezerken güler yüzlü Özbek vatandaşlarıyla da sohbet etme imkânı bulduk. Halkın Türk dizilerine ve sanatçılarına ilgisine, Türkçe sevgisine ve ülkemize olan teveccühüne de birebir şahit olduk. Benim için en mutluluk verici olansa çok rahat Türkçe anlaşabilmemiz oldu.
Özbekistan, uzun yıllar sonra kavuştuğumuz kardeşimiz gibiydi. Kaybettiğimiz yirmi yılı telafi etmek için ne yapsak az.
Milli enerjide sessiz devrim
05 Aralık 2025 | 108 Okunma
ABD-Venezuela krizinde neredeyiz?
03 Aralık 2025 | 212 Okunma
Köstebek savcı şüphesi
02 Aralık 2025 | 523 Okunma
Tüm yönleriyle Papa’nın ziyareti
28 Kasım 2025 | 267 Okunma
Afrika’daki ilk G20: Stratejik penceremiz
26 Kasım 2025 | 125 Okunma
TÜM YAZILARI