AKPM’yi duyan var mı?
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde (AKPM) Türkiye'nin hukuk devleti ve demokrasi standartlarına ilişkin tartışmalar yeniden gündeme geldi. Strasbourg'daki oturumlarda "delillerin manipüle edildiği", "masumiyet karinesinin uygulanmadığı"...
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde (AKPM) Türkiye'nin hukuk devleti ve demokrasi standartlarına ilişkin tartışmalar yeniden gündeme geldi. Strasbourg'daki oturumlarda "delillerin manipüle edildiği", "masumiyet karinesinin uygulanmadığı", "yerel demokrasinin zayıfladığı" gibi iddialar sıralandı.
Bir dönem bu tür raporlar Ankara'nın iç siyasetini belirleyen tartışmalara yol açar, manşetleri şekillendirir, hatta reform takvimini doğrudan etkilerdi. Bugünse aynı başlıklar Türkiye kamuoyunda neredeyse hiç yankı bulmuyor. Bu yalnızca gündemin ağırlığıyla açıklanamaz; eski dünyanın kuralları değişti, AB kurumlarının Türkiye üzerindeki nüfuzu da o eski ağırlığını taşımıyor.
Bunun ilk nedeni, AB'nin Türkiye açısından artık yön verici bir çerçeve oluşturmaması. Üyelik müzakereleri fiilen donmuş durumda; ne Ankara'nın stratejisinde ne de Brüksel'in ajandasında yakın bir gelecek perspektifi var. Bu durum, AB raporlarını teknik bir değerlendirmeye dönüştürdü. Eskiden "AB standartlarına uyum" iç siyasette pozisyon almaya yarayan bir referansken, bugün Ankara çok merkezli...