Evrensel laiklik ve demokrasi...

Kaderin acısında mı yaşayacağız, korkuyu, yalnızlığı, hüznü? Nereden bakacağız hayata? Sonbahar esintisi insanın içini ürpertiyor, geçmiş zaman...

Kaderin acısında mı yaşayacağız, korkuyu, yalnızlığı, hüznü? 
Nereden bakacağız hayata? 
Sonbahar esintisi insanın içini ürpertiyor, geçmiş zaman masallarını anımsatıyor bana. 
Demokratikleştirilmiş rejimlerde tek tipleştirilmiş, mezhepleştirilmiş bir tanım yoktur. 
Böyle bir tanım baskıcı Ortadoğu rejimlerinde vardır. Zaten o ülkelerde de demokrasi falan yoktur. 
Savaşlar, iç savaşlar o ülkenin bu yüzden canına okur, masumiyet dehlizinde yaşamaya çalışırken. 
Demokrasilerin olmazsa olmazı eşit yurttaşlık değil midir? 
Tarihin sayfalarını okumanın zamanıdır bugünler... Tarihten insanlık için, adalet için ders çıkarmak gerekir. Etnik ve dini gericilikten gençler uzak tutulmalı. 
Gençleri böyle siyasileştirmek, toplumu ileriye değil geriye götürür. 
Gençlerimiz hayatı kucaklamalı, sevgiyi yüreğinde duyumsamalı, kana kan intikam duygularından arındırılmalı. 
Bugün Ortadoğu alev alev yanıyorsa, Müslümanlar Müslümanları öldürüyorsa,katliamlar yapıyorsa, mezhep çatışmaları acımasızca sürüyorsa oturup uzun uzun düşünmeliyiz. 
Nasıl kokar ıhlamur ağaçları çiçeklendiğinde bilir misiniz? Bir yaşam nasıl filizlenir, temel hak ve özgürlükler temelinde? 
Fethullah Gülen bu ülkede yıllarca kaldı, 40 yıl boyunca siyasal iktidarlarca, 12 Eylül’de darbeci paşalarca nasıl korunup kollandı? 
Ne istedilerse verenler, kumpas davalarıyla TSK’yi ele geçirmeye çalışanlar, kıytırık Türkçe Olimpiyatları düzenleyerek siyasal iktidarların tüm nimetlerindenyararlananlar, onlar değil miydi? 
Efsane savcılar, kahraman polisler nerede şimdilerde? 
Hepsi kaçtı! 
Fethullahçı yapılanma, FETÖ’cü darbe girişimi sonucu ortaya çıkmadan, onlar, 15Temmuz’dan çok önce zaten uçup gitmişlerdi.

***

Hayatın o dingin akan suyunu düşünüyorum sabah sabah... 
Umudu... 
Sevdayı.. 
Özgürlüğü... 
Sağır eski bir pişmanlığı, Cesare Pavese’nin o bilinen öyküsünde “ölüm gelecek ve senin gözlerine bakacak” diye haykırışını. 
Sağır eski bir pişmanlık ya da anlamsız ayıp gibi, peşini bırakmayan ölüm... 
Bir boş söz, bir kesik çığlık... 
Bir sessizlik olacak gözlerin, böyle görünecek her sabah, yalnız senin üzerinde. 
Tarih sana anlatacak bir gün mutlaka... 
Sen tek başına kaldığında, bir oda da aynaya baktığında... 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aşklar ve sevinçler... 09 Eylül 2018 | 2.490 Okunma Hoşça kal hüzün... 06 Eylül 2018 | 534 Okunma Bir garip yolcu... 04 Eylül 2018 | 2.351 Okunma Sevda düşleri... 02 Eylül 2018 | 2.434 Okunma Uçarı kaçarı... 01 Eylül 2018 | 110 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar