İçeri Nilgün girdi...

Gemi Kızıldeniz'den kaçıp kurtulmaya can atıyormuş gibi süratini artırdı; ortalık mazot kokuyor... Yemek salonunun bar kısmında sıra sıra dizilmiş kadehler bu titreşimle hafifçe birbirlerine...

Gemi Kızıldeniz'den kaçıp kurtulmaya can atıyormuş gibi süratini artırdı; ortalık mazot kokuyor...
Yemek salonunun bar kısmında sıra sıra dizilmiş kadehler bu titreşimle hafifçe birbirlerine vuruyorlar.
Sıcaktan ve denizin üzerinde biriken buharın bunaltıcılığından kaçmak imkânsız...
Ömer Selim, biraz sinirli, biraz neşeli bir hâl içinde Boğaziçi hatıralarını çağırarak serinlemeye çalışıyor.
Boğaz'ın bu saatlerde Rumeli yakasının gölgelendiğini hatırlıyor, biraz deniz, birazcık ıhlamur çiçeği kokusu...
İşte tam o sırada...
"Taze harman yeri samanı renginde krep saten bir tuvaletle yemek salonuna giren...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Hastayım, öyleyse varım” zokası 17 Eylül 2024 | 216 Okunma “Ne yapıyoruz biz abi ya!” 16 Eylül 2024 | 373 Okunma ‘Hâlâ dünyanın sonu gelmedi’ 15 Eylül 2024 | 118 Okunma Haftanın Notları: Bizi ‘hasta’ eden atmosfer 14 Eylül 2024 | 110 Okunma İsrail, Türkiye, geçmiş, bugün... 13 Eylül 2024 | 233 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar