‘Boşandıktan sonra evime erkek olarak yine sadece kaya girdi’

Türkiye'nin star isimlerinden biri olan Hülya Avşar; el kamerası kullanarak kendi hayatını anlattığı 'Selfie' isimli bir film çekti. Seyirciye arşiv görüntülerin yer aldığı bir belgesel de sunan 'Selfi'; hiçbir biyografi filmiyle kıyaslanamaz çünkü nadiren rastlanacak bir samimiyeti var. 'Selfi'yi hem yazan, hem de yöneten Avşar, filminde başarılarından söz etmiyor, aldığı ödülleri geçiştiriyor... Ünlü sanatçı filminde öyle şeyler söylüyor ki, herkese örnek olacak nitelikte; başarı, asilik, dostluk, aşk, trajedi... Diğer yandan film, bu malzemeyi o kadar iyi değerlendiriyor ki... DRAMATIZE ETMIYOR
Avşar yeri geliyor, kendisiyle dalga geçerek konuşuyor. Ama seyirciyi acıtmak, filmin içine çekmek için öyle dramlar anlatmıyor, 'Ben işte böyle başardım'ları gözümüze sokmuyor. Son derece başarılı kurgusunun da etkisiyle, bir biyografik film izlediğinizi unutup Avşar'ın sanki karşınıza oturup size birşeyler anlattığı hissine kapılıyorsunuz. Filmde neler mi var? Avşar'ın anlattığı şekliyle ondan dinleyin:
"Güzellik yarışmasında o kadar güzel kızın arasında ben nasıl birinci seçildim; onların bacak boyu kadardım."
"Moskova Film Festivali'nden bana verilen ödülü almaya gitmedim ama Robert de Niro'nun jüride olduğunu bilsem koşarak giderdim."
"Az eşya, az insan bana uygun."
"Tişörtlerim siyah-beyaz, bu Beşiktaş'a olan sevgimden geliyor."
"17 yıldır Hülya Cup, çocuklara burs veriyor."
"Sahne kıyafetlerimi evde bulundurmam."
"Ev, benim için kendime zaman ayırdığım yerdir."
"Zehra küçükken 'Anne, babam çok mu yalan söylüyor, burnu Pinokyo gibi' derdi, çok gülerdik. Kaya her zaman çok iyi bir baba oldu."
"Aldatıldım ama içimde hallettim her şeyi. Sonuçta ne oldu? Hiçbir şeyin önemli olmadığını gördük. Bana bir şey oldu mu; hayır."
"Kaya'yla boşandıktan sonra evime erkek olarak sadece yine Kaya girdi. O kapı, Kaya'ya her zaman açıktır."
"Helin'in kızım olduğu söyleniyor; üzgünüm, değil." Avşar, 'Selfi'nin sonunda minik dostlarına da teşekkür ediyor. Filmdeki 'Mutlu olmak ibadettir' şarkısı da harika olmuş. Özetle 'Selfi'; izlenmeyi hak eden, gerçek duyguların, başarının, aile sevgisinin ve özverinin filmi. Gişe beklentisiyle çekilmedi ama iyi ki de çekildi. Hülya Avşar'ın filminin telefon ile çekildiği ve bunun ilk olduğu söyleniyor ancak telefonla çekilen birçok film var. Bu Hollywood'da çok popüler. Son olarak Kutluğ Ataman da iPhone ile film çekti. Yönetmen Steven Soderbergh'in tamamen iPhone kullanarak çektiği 'Unsane' adlı gerilimi ve Malik Bendjelloul'un Oscar'lı belgeseli 'Searching for Sugar'ı da izlemenizi öneririm.

FİLMLERLE TAYLAND TURU
Unutulmaz filmlerin çekildiği birçok yer; sinemaseverlerin de en çok gitmek istedikleri yerlerin başında geliyor. Ben de en sevdiğim filmlerin çekildiği Tayland'ın başkenti Bangkok'tayım. Tayland Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ve İletişim Dairesi Başkanı Bussadee Santipitak; Tayland'da film çekmek isteyenlere birçok kolaylık sunduklarını söyledi. Tayland Film Ofisi, senaryoları inceledikten sonra onayladığı projelere teşvik veriyormuş. Bunun yanı sıra film çekenler, vergi iadesi de alıyormuş. Yani Tayland'ın, sinemacıların vazgeçemediği çekim yerlerinden biri olmaması için hiçbir neden yok. İzlerken "Keşke orada olsaydım" dediğiniz filmlerin başında; Leonardo DiCaprio'nun 'The Beach'i yer alıyor. Filmin Tayland'da çekilmesi, bu bölgede turist sayısının artmasına sebep olmuş. Yani DiCaprio; Tayland turizmime büyük katkıda bulunmuş. Todd Phillips'in yönettiği 'Hangover 2' de Tayland'da çekilen filmler arasında. Filmin en eğlenceli sahnelerinin çekildiği Sky Tower'a, dünyanın bir ucundan akın akın insanların geldiğini kendi gözlerimle gördüm ancak filmdeki o görkemli merdivenlerde fotoğraf çektirmek yasak. 2004 Hint Okyanusu depremi sırasında Tayland'da bulunan Maria Belon ve ailesinin yaşadığı olayların anlatıldığı 'Kıyamet Günü' de Tayland denilince akla gelen filmler arasında. Son olarak ise 'Rambo 3' ve 'Rambo 4' de