Pazarlama tekniği olarak “gerçek hayat hikâyesi”...

Geçmişi, ağrısı ve sızısı ile değil de nostaljik soslar eşliğinde ele alanlar, seyirlik malzeme olarak görenler, seyretmeye doyamayanlar için hayat çok güzel. Sorusu yok, sorun alanı yok. Bir Sezen Aksu...

Geçmişi, ağrısı ve sızısı ile değil de nostaljik soslar eşliğinde ele alanlar, seyirlik malzeme olarak görenler, seyretmeye doyamayanlar için hayat çok güzel. Sorusu yok, sorun alanı yok. Bir Sezen Aksu şarkısı gibi… “Ah ne kahraman, ne cesur/ Ne güzel çocuklardık.”

Gündelik hayatın içinde bir sorun ile karşılaşınca da şikâyet makamına hızlı bir geçiş: “Biz ne ara bu hale geldik?”

Pardon! Hangi ara!

Ara dediğiniz “ara”da neredeyse yüzyıllar var. Bugün izini süremediğimiz, göremediğimiz pek çok şey matbuat modernleşmesi ile başlamıştı zaten. Dijital modernleşme ile hızlanan değişime yeni dinamikler eklendi.

Değişimin izini sürmek üzere bu yazı için bir kavram seçtim: “Gerçek hayat hikâyesi”.

Karantina günlerinde hayatımıza psikiyatrist yazarın, hastalarının hikâyesini faş ettiği romanlarından uyarlanmış diziler girdi. Önce TRT’de “Masumlar Apartmanı”. Sonra arkası geldi. Esasında çok daha önce başlamış psikiyatrisin danışanlarının hikâyelerini ekranlara taşıması. Bendeniz karantina gönlerinde takıldım ekrana.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Almanlar et başında” 26 Nisan 2024 | 420 Okunma Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 725 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 98 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 232 Okunma Kitapların sayfaları gençlere ve çocuklara çok mu uzak? 29 Mart 2024 | 150 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar