‘Her şey çoook güzel’ MİŞ!

Ayaküstü, “kederli dörtler korosu” olarak, hayatın aksayan yönlerini konuşuyorduk. “Kederli dörtler korosu” dediğime bakmayın, yandık bittik kül olduk, vay gençler ne kadar bozuldu söylemi değil...

Ayaküstü, “kederli dörtler korosu” olarak, hayatın aksayan yönlerini konuşuyorduk.

 “Kederli dörtler korosu” dediğime bakmayın, yandık bittik kül olduk, vay gençler ne kadar bozuldu söylemi değil bizimki. Kadim olan dertler ile yeni dertleri, sistemsel dertler ile bireysel dertleri, ahiret bilinci eksikliğinden kaynaklanan dertler ile şehir hayatının dayattığı dertleri, düğüm olmuş bir çilenin içinden çıkarmaya çalışan bir hal ile kederli idik.

 Kederimiz giderek artıyor, çünkü dört bir taraftan “reis bunları halleder niye bunları reise söylemiyorsunuz bir randevu alsanız” diyerek kendi mesuliyetini parantez içine alanlarla, ya da, “Bütün bunları AK Partiyi iktidar etmeden önce düşünecektiniz” diyenlerle karşılaşıyoruz.

 İnsanları bu kadar mesuliyetsiz kılan nedir?

 Bu iki söylem birbirine çok uzak gibi geliyor değil mi? Hayır değil. Bunlar  aynı madenin iki farklı yüzü. 

 Benim okumalarım  gündelik siyaseti merkeze almayan okumalardır. Ahlak ile ilgilenirim. Ve esasında insanın fıtratının bozulmasını ya da olgunlaşmasını merkeze alırım.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Almanlar et başında” 26 Nisan 2024 | 387 Okunma Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 724 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 98 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 232 Okunma Kitapların sayfaları gençlere ve çocuklara çok mu uzak? 29 Mart 2024 | 150 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar