1940’larda oğul olmak... 2000’lerde oğul olmak...

-I-2000’lerde oğul/baba olmayı anlayabilmek için iki kuşak öncesinde oğul olmanın gündelik hayat pratiğine dair bilgimizin olması gerekiyor.Geçmişi ya idealize ediyor ya da yerin dibine batırıyoruz. Dünü...

-I-

2000’lerde oğul/baba olmayı anlayabilmek için iki kuşak öncesinde oğul olmanın gündelik hayat pratiğine dair bilgimizin olması gerekiyor.

Geçmişi ya idealize ediyor ya da yerin dibine batırıyoruz. Dünü, günün gözleri ile görmeye kalkışmak, çoğu zaman onu anlamamızı ve kavramamızı zorlaştırıyor.

Geçmişi, özellikle yakın geçmişi anlamak için 70 yaşını aşmış kuşağın hayat yordamını, hayat tecrübesini dikkate almamız şart.

Aşağıda okuyacağınız satırlar, çocukluğunu köyde geçirmiş, okumak için 13 yaşında köyünden ayrılmış, 78 yaşındaki M.K’ya ait. Hayat hikâyeleri, hayat tecrübeleri, değişimin izini sürebileceğimiz en sahih haritalardır, benim için.

1940’larda köyde erkek çocuk olmanın sorumluluğunu kavramadan değişimin izini sürmemiz mümkün olmaz diye düşünüyorum.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Almanlar et başında” 26 Nisan 2024 | 396 Okunma Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 725 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 98 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 232 Okunma Kitapların sayfaları gençlere ve çocuklara çok mu uzak? 29 Mart 2024 | 150 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar