Seccade altına süpürülen gerçek: Demirhindi şerbeti ile geldiler alkolsüz mojitoyla mı gidiyorlar

Dün “So Foot” adlı Fransızca futbol dergisinin Nisan 2003 sayısını okuyordum.Kapak konusu şöyle:“ Arsenal: Gençler İktidarda…”“Post Katar” dönemi futbolunda derin bir dalga geldi.Messi- Ronaldo...

Dün “So Foot” adlı Fransızca futbol dergisinin Nisan 2003 sayısını okuyordum.
Kapak konusu şöyle:
“ Arsenal: Gençler İktidarda…”
“Post Katar” dönemi futbolunda derin bir dalga geldi.
Messi- Ronaldo döneminin kapanması ve yepyeni bir genç neslin artık sahalara hakim olması.
Bunun ilk örneğini de İngiltere liginde Arsenal”in herkesi şaşırtan zaferinde gördük.
Futbolun “Z Kuşağı” yepyeni bir etik ve davranış biçimiyle 90 ve 2010”lar dönemini kapatıyor.
Şimdi sıra siyasette mi…
Daha doğrusu 2000”lerin başında işbaşına gelen “Popülist liderler” döneminde mi…
So Foot dergisini okurken, aklıma nedense 2019 yalından okuduğum çok çarpıcı bir köşe yazısı geldi.

Muhafazakar mahallenin en eski sakinlerinden biri olan Abdurrahman Dilipak 2019 yılında çok ilginç bir video paylaştı.
Videoda başörtülü kızların “Bekarlığa veda Partisinde” yaptıkları danslar ve eğlenceler görülüyordu.
Bana sorarsanız, beni rahatsız etmemiş, tam aksine, her zaman olduğunu gibi bunu “Muhafazakar kesimin sekülerleşmesi işareti olarak görmüştüm.
Ancak Abdurrahman Dilipak”ın, bu görüntülerle birlikte yazdığı yazı, bu işin orada kalmadığını, yeni muhafazakar kesimde derinden gelen yepyeni bir davranış dalgasının o kesimin hayatını çok derinden değiştirdiğini anlatıyordu.
Seçim sürecinin başladığı şu günlerde görüyorum ki, muhafazakar kesimin “ilk büyük kırılması” ve “Eski Tüfek muhafazakarlarla, “Sonradan gelme yeni muhafazakar” çatışması o video ile başlamış.
O yazı sayesinde öğrendik ki;
Meğer o kesimde bizim bilmediğimiz neler oluyormuş…
İtiraf edeyim seküler mahalleden kimse orada, “Seccade altına süpürülen” bu gelişmeleri mahallenin bu eski sakini kadar cesur biçimde anlayamazdı.

Gazeteci kimliğimi askıya asıp, sosyolog olarak, o mahalleden gelen “Mahallenin yeni sakinleri analizini” aktarıyordum sadece.
Abdurrahman Dilipak “Neler oluyor bize” dedikten sonra şöyle başlıyor yarısına:
“Marka ve lüks tutkusu derken, bizim ‘modern muhafazakarların' geldiği nokta, dudaklarınızı uçuklatacak hale geldi.”
Arkasından bu dudak uçurtan gelişmeleri sıralıyor.
Gelin bu gelişmelerin sıralı listesini, tırnak içindeki cümlelerle, onun yazısından okuyalım:
(*) “Su geçiren oje; Abdeste mani olmayan rujlarımız var artık.”
(*) “Helal likör, helal bira, helal şampanyalarımız var. Yakında helal etiketli rakı da çıkar.”
(*) “ Eskiden Hac ve Umre dönüşü evde tebrik ziyaretleri olurdu. Tebriğe gelenlere tesbih ve seccade hediye edilirdi. Şimdi ise Umre dönüşü After Party”lerimiz var artık.”
(*) “Rock müzik eşliğinde zikir Party”si bile var artık.”
(*) “Yatlarda happy birthday party gibi rezaletler de yok değil.
(*) “Ramazan iftarını party'e dönüştürenler var, şatafat, müzik, kadınlı erkekli rengarenk giysiler içinde semazenlerle başlıyor.”
(*) “Baby shower party çıkmış.”
Tesettürlü ama, lüks, israf, ne istersen var.

(*) Yat partilerinde konken oynayan tesettürlü hanımlar var.
(*) Başörtüsü başörtüsü olmaktan çıktı, aksesuara dönüştü.
(*) Namazı spora, orucu diyete dönüştürürlerse, şaşmayın. Hac da turizm olur. Zaten adı şimdiden belli, hac ve umre turizmi.
Kurban da kebap bayramı olunca, bu iş tamam.
Yakında piercingli, tattolu imamlar görürsünüz.

“Artık ilahiyatlarda bile namaz kılanlar yüzde 50
Kırk günlük bebeğe tek taş yüzük takan tesettür sosyetesi var.
Ascot yarışlarındaki düşeslere baroneslere özeniyorlar, türbanın üstüne tüylü şapka takarak, Lale Devri saraylarında, şatafatlı sofralarla mevlit yapıyorlar.
Mutaassıp yaşam biçiminden, gösteriş tüketimine sürüklendiler.
Mahremiyet duygusunun yerini, abartılı görgüsüzlük aldı, para döküp saçarak varolmaya çalışıyorlar, bedevi kültürüyle yarışıyorlar.
Maneviyattan maddiyata öylesine hızlı geçtiler, dünyevi zevklere kendilerini öylesine kaptırdılar ki, kulaklarından altınlar pırlantalar fışkırdığını herkese seyrettirmek istiyorlar.”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İlk milli muharip uçağımız KAAN’ın arkasındaki hazin hikaye 02 Mart 2024 | 2.839 Okunma Cem Yılmaz: Artık samimi olun; sizce kahraman mıyım, dayaklık mıyım? 21 Kasım 2023 | 278 Okunma Dün yapay zekâya “Bana Fatih Altaylı gibi cesur bir muhalif yazı yaz" dedim, işte yazısı 12 Kasım 2023 | 1.566 Okunma Dün gece bir de Zekeriya Öz bulsalardı bu sabah nasıl bir Türkiye’ye uyanacaktık? 09 Kasım 2023 | 4.940 Okunma Haydi Uğur Dündar’ı anladım ama o salonda kalkacak tek bir karşı el yok muydu? 08 Kasım 2023 | 1.052 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar