İki sandık!

İlk Rahmetli Özal “tartışalım” dediğinde, enine boyuna araştırdım ve başkanlık sisteminin demokrasi için en iyi model olduğuna ikna oldum. En iyi model, çünkü demokrasinin olmazsa olmazı, kuvvetler...

İlk Rahmetli Özal “tartışalım” dediğinde, enine boyuna araştırdım ve başkanlık sisteminin demokrasi için en iyi model olduğuna ikna oldum. En iyi model, çünkü demokrasinin olmazsa olmazı, kuvvetler ayrılığının en iyi biçimde uygulandığı sistem. En iyi model, çünkü etkin bir yürütme, en iyi temsil ve denetim başkanlık sistemiyle mümkün. Ama o sıralarda “Türkiye için en iyisi bu” dememi engelleyen rezervlerim vardı. Mesela vesayet rejimi dimdik ayaktaydı, vesayet kurumları ile başkanlığın yan yana olması sistemimizi şimdikinden beter bir bulamaç haline getirebilirdi. O günden bu yana köprülerin altından çok sular aktı, vesayetçiler alaşağı edildi, cumhuriyetin gerçekte ne demek olduğu ve değeri daha çok anlaşıldı, halkın demokrasi bilinci yükseldi…
Her neyse, sözü daha fazla uzatmayayım, bu tür ifadelerin alasını zaten her gün dinliyorsunuz. Esasını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin oluşturduğu yeni anayasa değişikliği teklifine ben “Evet” diyeceğim. Bazı hususlarda yine itirazlarım var ama bunlar kararımın özünü değiştirmiyor. “Evet” kararım apaçık olmasına rağmen bu, olabildiğince tarafsız kalmaya çalışarak süreci izlememe mâni değil. Lafı bu kadar evirip çevirmem, size bu süreç boyunca kimi gözlem ve tespitlerimi aktarabilmek için…
Halk oylaması süreci başlayalı beri, olup bitenler milletin hafızasına ve vicdanına kaydoluyor. En genel anlamıyla görünüm, 15 yıldan beri eski işleyişi değiştirmek için hamle yapan ve bunun neticesinde de her seferinde iktidar olmayı başaran Ak Parti'nin bu kez MHP yönetiminin de desteğini alarak yeni bir değişim için atağa geçmesi ve “Hayır” cephesinin yine müdafaada kalması, nihayetinde “eski düzen”i savunması. Bu durum, “Hayır” cephesinin ikinci zayıf tarafı. “Hayırcılar”ın en zayıf tarafıysa, bizzat kendilerini oluşturan bileşenler… Kimlerin “Hayır” dediğine, kendileri de şöyle bir sükunetle baksalar, manzaranın dehşetini görecekler. Elbette “Evetçiler” de siyasi görüş olarak yekpare değiller, vakti zamanında birbirlerini incitecek sözleri oldu ama tam karşı kutuplarda da bulunmuyorlar. Oysa tüm “Hayırcılar”, bir araya toplansa ve onlara millet yarın iktidarı gönüllü olarak verse, buradan bırakın bir yönetme iradesini sadece gerilim, kavga ve çatışma çıkacağı gün gibi ortada. Elbette bu dehşetengiz manzarayı “Evetçiler” hemen gördüler ve propagandalarının ana motivasyonlarından birisi haline getirdiler… Sanıyorum bileşenlerinin birbirlerine böylesine karşıt konumda bulunması ve alternatif bir iktidar iradesinin ortaya konamaması hakikatini “Hayırcılar” da fark ediyor, bunun çokça vurgulanmasına alınganlık göstermeleri biraz da bu nedenle…

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Merhametten maraz doğmaz! 12 Eylül 2019 | 216 Okunma “Benden nefret et ama bana acıma!” 08 Eylül 2019 | 179 Okunma Merhamet esastır çünkü... 05 Eylül 2019 | 165 Okunma Merhameti kavramak zordur 01 Eylül 2019 | 146 Okunma Adalet, merhametten koparsa 29 Ağustos 2019 | 141 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar