Kuyumcu terazisi hassasiyetiyle yazılan İmamoğlu iddianamesi…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, Adli Yıl Açılış töreni sonrasında iktidara yakın gazetecilere yaptığı açıklamada İBB Dosyasını “yüzyılın en...
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, Adli Yıl Açılış töreni sonrasında iktidara yakın gazetecilere yaptığı açıklamada İBB Dosyasını “yüzyılın en büyük yolsuzluk soruşturması” olarak nitelendirmiş, iddianameyi de “bir kuyumcu terazisi hassasiyetiyle” hazırladıklarını söylemişti. (1 Eylül 2025)
Başsavcının bu benzetmesini okuduğumda tuhaf bulmuştum. Çünkü bir savcı bir metafora başvuracaksa, Avrupa’dan Mezopotamya’ya, Roma’dan Osmanlı’ya bütün hukuk kültürlerinin ortak sembolü hâline gelen; sadece bir süs değil, ceza muhakemesinin nasıl yürütülmesi gerektiğini anlatan zihniyetin çekirdeğini temsil eden en eski ve en güçlü sembol olan “adalet terazisi” orada duruyor. Buna rağmen neden “kuyumcu terazisi” benzetmesini seçer insan?
Kuyumcu terazisi nesneyi tartar; hassastır, bir gram şaşmaz, şaşarsa tarttığı altının, pırlantanın değeri değişir. Adalet terazisi ise insanın kaderini, özgürlüğünü, geleceğini, itibarını tartar.
Bazen bir ömürdür tarttığı.
Kuyumcu terazisi tarttığı şeyin maddi değerini bulmaya çalışır; adalet terazisi milim ya da gram hesabıyla değil, maddi gerçeğe en yakın doğruluğu bulma çabasıyla...