Dış politikada ‘değişiklik’

İnsan cidden hayret ediyor. Türk dış politikası, gönüllü girdiği bataklığın ortasında çırpınan birisinden farksız. Hâlâ kalkıp değişiklikten bahsederler. Tahayyül edelim:...

İnsan cidden hayret ediyor. Türk dış politikası, gönüllü girdiği bataklığın ortasında çırpınan birisinden farksız. Hâlâ kalkıp değişiklikten bahsederler. Tahayyül edelim: Gövde, baş ve eller dışında gömülmüş. Parmaklar oynadığında tümden batma alametleri belirmekte. Kenarda sizi kâh acıyarak, kâh keyifle izleyenler diziliyken uzanıp elinizden tutacak yok. Haykırıp duruyorsunuz, nafile.
Yeni hükümette ‘düşük profil’ arayışıyla koltuğu koruyan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun son beyanları akılda bunları canlandırıyor. ABD, AB, Rusya ile ilişkiler, Körfez monarşileri hariç, Araplarla işler facia. Kilit elbette Suriye ve Kürt politikası. Ve hepsi gayet iyi sebeplerle ‘günah keçisi’ yapılarak ‘kellesi alınmış sadrazamın’ odağına oturduğu kibir ve hırsın tezahürü. Bugün medyadaki avanelerinden “Mekke önlerinde İran tanklarına karşı durma” hayaliyle yanan birisini, “Ankara’da ortak bakanlar kurulu yapıldığı gün, bize gelip; ‘Suriye’de isyan başlatacağız, bize destek olun’ diyenler bugün ortalıkta görünmüyor” diye yazmak durumunda bırakan kader utansın!
ABD ile ilişkiler adeta siyasal İslamcı idareye rağmen yürütülmekte. Ankara vaatlerini zaten tutamıyor. Suriye’de rejim değişikliği için beslenen cihatçılar ne başarı kaydettiler ne tümüyle kontrol edilebilmekteler. Pragmatik Amerikalılar, sahada tek güç olarak Kürtlerin öncülüğündeki SDG’yi görüyor. Rakka’nın kuzeyini onlarla temizleyip Arap gücüyle kenti almak peşindeler. Uçakları vızır vızır İncirlik’ten kalkmakta.
Çavuşoğlu ise Kürtleri dışlayıp Rakka’yı almaktan söz ediyor. Yetmiyor “Amerika’nın PYD ile çalıştığı için zora düşeceğini” söylüyor. Parmağını oynatsa göreceğiz. Birileri “geçti Bor’un pazarı” demeli. Afrin kantonuyla birleşecek Rojava’nın sığınmacı krizinin de ilacı görüleceği günler uzak değil.
Bir başka ibre Davutoğlu. 2013’te “Suriye’de Kürt devleti kurulması mümkün değil”; 2014’te “Sınırımızda IŞİD’i, PKK’yi, Esad’ı istemiyoruz” buyurmuştu. Hayallerinin tam aksinin gerçekleştiğinden hareketle bile projeksiyon yakabiliriz!
Rusya, BM’de temsil edilen Suriye hükümetiyle savunma anlaşması uyarınca bu ülkede bulunmakla kalmıyor, ABD ile dirsek temasında. Amerikalıları çoktan Esad’ın devrilmesinin daha kâbus sonuçlarına ikna etti. Suriye Kürtleriyle yakın çalışıyorlar. Türkiye’nin A dediğine Z diyorlar. Afganistan senaryolarını boşa çıkarttılar. Tersine Suriye’deki varlıklarını küresel çıkarlarını gözetmenin unsuru kıldılar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
ABD’de darbe tehdidi 07 Eylül 2018 | 4.985 Okunma Zaharçenko darbesi 05 Eylül 2018 | 4.511 Okunma İdlib’den esen fırtına bulutları 31 Ağustos 2018 | 398 Okunma Kapitalizm, ırkçılık ve toprak reformu 29 Ağustos 2018 | 4.834 Okunma Trump’ın medya savaşı 17 Ağustos 2018 | 180 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar