Şu aşağılık kompleksi bitmediği sürece
Başkan Erdoğan 1994'te İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. 2003 Mart'ında Başbakanlık koltuğuna oturdu. Aradan tam 25 yıl geçti. Seküler, laik hayat tarzı olduğunu iddia edenlerin bir...
Başkan Erdoğan 1994'te İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. 2003 Mart'ında Başbakanlık koltuğuna oturdu. Aradan tam 25 yıl geçti. Seküler, laik hayat tarzı olduğunu iddia edenlerin bir kısmındaki endişe(!) hiç bitmedi. Başkan Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı için yarışırken kendisine sürekli sorulan soru, "Türkiye, İran olacak mı?"ydı.
Zamanla bu soruyu güncellediler. Bu kez "Türkiye Malezyalılaşır mı?"ya dönüştü. Ne İstanbul Tahran oldu ne de Türkiye Malezya. Bizdeki sözde endişeli güruhun kaygıları geçmedi. Hâlâ aynı şeyleri söyleyip duruyorlar. Yıllardır çiğnedikleri sakızları yeniden gündeme getiriyorlar. Bizim etkili pozisyonda olan muhafazakâr, milliyetçi, dindar isimlerimiz de bu tuzağa düşüp endişeli laiklere(!) cevap yetiştirip duruyorlar.
Türkiye'de laik insanların hiçbir zaman hayat tarzlarına müdahale olmadı. İçkilerini içtiler, istedikleri gibi giyindiler. Kimse onlara niye böyle yaşıyorsun demedi. Elbette deme hakları da yoktu. Ancak onlar dindarların, Müslümanların, muhafazakâr insanların hayatlarına karıştılar. Kadınlarımızdan başörtülerini çıkarmalarını istediler. Yeri geldi, zorla çıkardılar. Eğitim haklarını ellerinden aldılar. 28 Şubat'ta erkeklerin saç ve sakalına bile karıştılar. Başörtülü diye askerî hastanelere sokulmadılar. Evlatlarını ziyaret edemediler. Asker oğullarının yemin törenlerine alınmadılar.
İş yemeklerinde içki içmeyenlere dudak büktüler. Namaz kılan, oruç tutanları hor gördüler. Anadolu insanı bu ülkede yok sayıldı. 1950'de Adnan Menderes'le başlayan kentleşme Tayyip Erdoğan'la zirve yaptı. İşte bu süreçte ama özellikle son 17 yılda Tayyip Erdoğan liderliğinde Anadolu insanı yönetimi ele aldı ve Türkiye'ye büyük hizmetler yapıldı.
İşte kızdıkları, sinirlendikleri bu. Hor gördükleri insanlar ülkeyi yönetiyor ya, buna katlanamıyorlar. Başörtülü kadınlarımız bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'nde subay olabiliyor ya, bunu kaldıramıyorlar. 28 Şubat'ta kapatmak istedikleri İmam Hatipliler önemli kurumlara yönetici oldu ya, bunu çekemiyorlar. Gerçi alıştınız artık ama zorunuza gittiğini biliyoruz.
Kendi hayatlarına asla karışılmadığı hâlde başkalarının hayatlarına müdahale hakkını kendinde görenler hâlâ utanmadan konuşabiliyorlar. Burada kaygılanması, endişelenmesi gerekenler varsa o da dindar insanlardır.
Özgür Özel, Manavgat’taki yolsuzluğa ne diyeceksiniz?
05 Aralık 2025 | 587 Okunma
Ne kadar çok dolandırıcılık vakası oluyor!..
03 Aralık 2025 | 592 Okunma
Gazetecilik ayrıcalıklı meslek değildir
01 Aralık 2025 | 797 Okunma
Siz ne zaman öz eleştiri yapacaksınız?
28 Kasım 2025 | 1.219 Okunma
Lüks tüketen çok ödeyecek, ihtiyacı kadar tüketen değil...
26 Kasım 2025 | 583 Okunma
TÜM YAZILARI