DEVLET ve HUKUK gereken bedeli ödetecek, görürsünüz!

Bugün 24 Aralık 2018... Tam 5 sene önce bugün Fetullahçı terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik “Altın Vuruş” değerinde darbe teşebbüsünü başlatmak...

Bugün 24 Aralık 2018... Tam 5 sene önce bugün Fetullahçı terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik “Altın Vuruş” değerinde darbe teşebbüsünü başlatmak için saatleri sayıyordu. Başkan Erdoğan’ın ailesinin bileklerine kelepçe takılacaktı. Fetullahçı terörist savcılar ve polisler kelepçeleri kim takacak diye çekişme içindeydi. 25 Aralık darbesiyle Recep Tayyip Erdoğan’ı ailesi üzerinden tam anlamıyla rehin alıp Türkiye Cumhuriyeti’ne tam çökme hayali kuruyorlardı. Türk medyasının yüzde 75’i, en başta Aydın Doğan olmak üzere Fetullahçı teröristlerden yanaydı. Kamu ve yargı görevlileri içinde de yüzde 90'ı korkuyordu. İşte 5 sene önce bu kara günlerde liderimiz Erdoğan önderliğinde cesur ve zeki bir ekip ölümüne savaşarak Fetullahçı kumpası aşabildi. Türk milleti de 30 Mart 2014’te Fetullahçılara büyük tokat attı.
Peki şimdi korkuyla iktidara ve iktidara yakın sandığı çevrelere takla atarak yalakalık yapanlar 5 sene önce ne yapıyordu? Hepsi de bu vatana ihanet etmekle meşguldü. Yaptıkları yalakalık onları kurtarmaya yetmeyecek, hepsi hukuki bedelini ödeyecekler. Savcılarımız bu konuda çok kararlı ve gereken hazırlıklarını yapıyorlar. 5 sene önce ortalık yangın yeriyken günde 1 saat uyuyarak 23 saat nöbette bu vatanı korumaya çalışan İrfan Fidan’lar, Yüksel Kocaman’lar gibi kahraman savcılarımız tarihe geçmiştir. Bu değerli insanları bayat numaralarla kandıramazsınız!
17-25 Aralık darbe teşebbüsünün başarıya ulaşması için elinden geleni yap, tüm bahislerini FETÖ’ye yatır ama sonra Türkiye Cumhuriyeti bu savaştan galip çıkınca yine dönüp “galip gelenler” arasına girmeye çalış. Yok öyle yağma! Geçen haftaki yazılarımda somut suç kanıtlarını ifade ettiğim Fatih Altaylı’ların, Ahmet Hakan’ların tam olarak yapmaya çalıştığı budur. Sizler tüm hesaplarınızı FETÖ’nün kazanmasına göre oynadınız. 17-25 Aralık darbe teşebbüsünü desteklediniz. Bu ülkede DEVLET ve HUKUK makamları bunu unutmuyor. Her şeyin vakti var. Bir sabah kalkarsınız ve yepyeni şeyler olmuş olarak güne başlarız.
İşte bakın ben 11 ay önce Emin Çölaşan’ın bedelini ödeyeceğini söyledim ve şimdi iddianame geldi. 15 sene hapis ile yargılanıyor. Bu arada kendisi de 17-25 Aralık darbe teşebbüsünü destekleyerek FETÖ’ye yardım ve yataklık suçunu işleyen demode bir çete tetikçisi şu yalanları yazmış. Bana da bir değerli yetkilimiz gülerek gönderdi yoksa farkında değildim:
“Zaten hükûmet destekçisinden azılı muhalifine kadar Çölaşan ve Doğru’ya FETÖ’cülük suçlamasını ciddiye alan kayda değer isim yok. Neredeyse bu konuda toplu bir konsensüse bile varıldı; kutuplaşmış basında nadir birleşme anlarından biri.”
Bu yüzde 100 yalan satırları yazan gafil tetikçi iyi öğrensin ki Çölaşan ile ilgili hukuken çok haklı olan bu iddianameyi İstanbul Cumhuriyet Başsavcımız İrfan Fidan ve arkadaşları yazdı. Bu iğrenç satırlar ile tüm savcılarımıza hakaret ediliyor. Elbette bu çete tetikçisi savcılarımıza hakaret etmenin hukuki bedelini ağır şekilde ödeyecek.  “Ciddiye alan kayda değer bir isim yok” iftirasını hukuken adama nasıl yedirirler herkes görecek.
Ayrıca Türkiye, Sabah, Star, Yeni Şafak tüm millî gazetelerimiz sonuna kadar manşet manşet savcılarımızı destekledi. Geri kalan her şey boştur. Hem bizim tarafta hem de her tür medyadaki köşe yazarlarının bu ülkede artık bir itibarının ve iktidarının kalmadığını 3 ve 5 Eylül 2018’deki yazılarımda net olarak kanıtlarıyla anlattım. Gazetelerin genel yayın politikası önemlidir. Köşe yazarları yok hükmündedir bugünkü Türkiye’de. Bir DEVLET büyüğümün de bana ifade ettiği gibi; yarın hiçbir köşe yazarı hiç yazmasa kimse farkına bile varmaz. Gerçek budur. Zaten köşe yazanların çok büyük çoğunluğunu toplumda tanıyan kimse de yok. Böyle bir itibarsız ve etkisiz kesim kahraman savcılarımıza destek vermiş vermemiş kimsenin de umurunda değil. Kafası Eski Türkiye’de kalmış Mustafa Taviloğlu gibi adamlar ancak Cumhurbaşkanımıza düşmanlığıyla tanınan tüm medeni ölü köşe yazarlarını toplayıp PR yaptıklarını zannederler.
Başkan Erdoğan’ın yeminli düşmanlarını aynı masada toplayıp Tayyip Bey’e küfrettirerek PR yaptığını sanma durumunu Kemal Sayar Hocamıza havale ediyorum. Mustafa Taviloğlu ilginç bir vaka olmuş. 2019 Türkiye’sinde esas ciddiye alınması gerekenler kahraman savcılarımız ve hâkimlerimiz, kahraman polislerimiz, kahraman istihbaratçılarımızdır. Bu insanlar gerçek mücadele veriyorlar. Her kesimden kaypak ve karaktersizlikle hayatta kalabilen köşe yazarlarının hepsini toplasan yine önemi yok. Güçleri sıfır.
O yüzden bu demode çete tetikçisi de Çölaşan olayını anlamak istiyorsa gazetelerin köşe yazarlarına değil genel yayın politikalarına ve aslanlar gibi muhabirlerin yaptığı yargı haberlerine bakacak. Manşetler önemlidir. Türkiye’de köşe yazarlığının sonuna gelinmiştir. Cenazesi kaldırılıp defnedilmesi de 2019 yılında olacak. Bu çöküş kötü bir olay da değil. Yepyeni bir kuşak gelip Türk medyasının köşe yazarlığı ve yorumculuğunu yeniden şekillendirecektir. 2019’da yepyeni gelişmeler olacak. Gazeteci suç işlemişse de dokunulmasın diye bir olay yok. Gezi kalkışmasını, 17-25 Aralık darbesini ve 6-8 Ekim 2014 sonrası PKK’nın siyasi kolunu kim desteklemişse 2019 içinde hukuki bedelini en ağır şekilde ödeyecek. Göreceğim ben o zaman kahraman savcılarımızı “ciddiye almayan” soytarıları ve hokkabazları...
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Son düzlüğe girerken... 25 Mart 2024 | 3.235 Okunma Gelir dağılımı zenginle fakir arasındaki uçurumu açıyor 31 Ocak 2024 | 23 Okunma AK Parti ve yerel seçimde dikkat edilmesi gerekenler  08 Ocak 2024 | 21 Okunma MOSSAD Amerika’yı Epstein’le mi vurdu?  05 Ocak 2024 | 1.306 Okunma Orta Doğu’da istihbarat üstünlüğü MOSSAD’dan MİT’e geçti 03 Ocak 2024 | 1.644 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar